Gecenin ayazında oturuyordum yine.
Denizi izlemek ayrı bir sevda türküsü...
Sonra sessizleşti etraf karşımda garip bir çocuk.
“Nasılsın?” dedim,
“İyiyim.” Dedi.
“Seni tanıyorum galiba bir ara yine görmüştüm seni.”
Unuturuz zamanla
Dağımıza yağan karı
Sonradan yeşeren baharı
En acı tariftir unutmak.
Oyunlarımızı, saklan baçı, körebeyi…
Etme gönlüm…
Etme, dokunmabana.
İçim paramparça,
Giden yanlarım var.
Elimden alınmadınız, sizi çekip götürdüler.
Soğuk eleriyle, akşamın köründe...
Yüreğim hâlâ sizinle dolu, ayak izleriniz, yastığımın çöküşü,
Masanın kenarında bekleyen çatal gibi eksik…
Biliyorum bu sevda
Beni de senide etti yerimizden.
Ne dağlar konuşur oldu,
Ne de deniz dalgasını eksik etti.
Baharımız her mevsimdi
Kışa hiç denk gelmedik.
Ufkuyla uyandım bugün yine,
Kelimeler ince ince nağme dokuyordu.
Susmak bile gelmiyordu dilime,
Şımartılmış bir çocuk heyecanı var sanki içimde.
Gel, istikametin olmasa da gel…
Çıkmaz sokaklarımda kayboluver.
Unutulmuş duvarların dibine gel…
Gölgeye, sessizliğe, bana dönüver.
Senden ayrılalı daha birkaç saat oldu sevdiğim. Biliyorum bu ayrılık her ikimizin canını yakacak. Sen sevilmeyi unutacaksın bende seni bu kadar güzel sevmeyi. Belki hayatına başka bir roman girecek benimde kalemimden başka kahraman dökülecek. Sonra hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz. Yüzüne söylemekten korktuğum onca şey vardı ki, üstü kapalı, sana bunları anlatamamış olmamın bana verdiği hissiyatı, sana tarif edemem. Şu an saat gecenin 3’üne 15 dakika var ve ben gittiğin saati aklımın bir köşesine mıh gibi yazdım. Unutmadığımı bilirsin, her seferinde sana anlattıklarımla şoke olur; “nasıl hafızanda tutuyorsun bunca şeyi, seni anlamıyorum” derdin. Oysa unutmak çok kolaydı sevdiğim, biliyor musun? Bir kere olsun “evet doğru söylüyorsun ben bu hatayı yaptım” demen yeterliydi. Ama sen ve gururun, ya da ne bileyim, "ben adamım," diye iddia ettiğin hallerinde yaptığın hataları kabul etmeyi bırak, daha da büyüyordu içimde belirsizliğin. Yalancı hallerin ve ben her gün bir daha senin yalancılığın artıyor diye düşünmelerim. Oysa ben değil miydim sana güvenen, sana inanan, sana dayanan e… şimdi çekip gitmen ve benim kal dememem buna bağlı değil mi? Şimdi sana yazdığım bu ilk mektubu nereye nasıl göndereceğimi bile bilmiyorum. Çünkü tek adresin benim yüreğimde ikamet halindeydi, şimdi hangi yüreğin ikameti olamaya gidiyorsun? Sana yine de diyebileceğim son söz. Mutlu ol ama neyse…
Ağır adımlarla yürüyorum azizim,
Yaşlanmaya niyetim olmadan.
Saat ne kadar hızlı aksa da,
Ben yaşlanmayı istemiyorum.
Sonra aynalar ve bükemediğim dizlerim,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!