GÜNLÜĞÜNDEN-9
Odamdayım.Radyo 3’ü açtım.Biraz midem bulanıyor.İlaçlardan.Boğazımdaki sorun geçmediğinden,on günlük bir tedavi daha başlatıldı.
Dün sabah Erhan ağabeyim aradı.Rabia ve enderle,beni görmeye geleceklerini söyledi.Onlara yakın sağlık ocağına gitmemi,ender’le kendisinin,yardım edeceklerini de ekledi.
Söylediğini yaptım.Gerçekten,Ender olmasaydı,belki çıkamayacaktım o rampayı.Çok beklemedim.İyi bir doktor hanımdı.Özenle muayene etti.Dilerim bu kez geçecek boğazımdaki sorun.
Ender,Erhan ağabeyimle, Rabia’nın oğlu.Onlarla buluşmadan önce:Ben bu çocukların hiçbirini tanımıyorum.Kuzenlerimle bir arada büyüdük.Sonra,hayat koşulları,her birimizi farklı yerlere savurdu.Hepimiz,kendi yaşam mücadelemizi verme durumundaydık,diye düşündüm.
Kendi canın,aynı kan çok farkediyor.Erhan ağabeyimler,on yıldır buradaymış.Ben bilmiyordum.Işık teyzemden öğrendim.Aradığımızda:Hemen uçup geldiler.Ben çok sevindim. Bir yakınım,desteğim oldu.
GÜNLÜĞÜMDEN- 9?
Evimde, çalışma odamdayım sevgili Tutku! Işıl ışıl bir gün. Odam da aydınlık. Tek bana ait bir ev. Kimseyle paylaşmıyorum. Tüm düzen bana ait. Evin her yeri, bana göre ayarlanıyor. Bu: Çok güzel. Haksız yere çektirilen acılardan sonra, harika geliyor şu anki normal durum.
Tutku, kabus gibi aylar, içime işlemiş. Anımsadıkça, sinirden titriyorum. Sanki kötü kadınmışım gibi, kendi evime hırsız gibi giriyordum. Tertemiz, güzel arkadaşlarımı, Halil görüp babasına söyleyecek diye eve alamıyordum. Akrabalarıma bile karışılıyordu.
İnanılmaz bir şey değil mi Tutku! Kirayı ve tüm faturaları öde. Mutfak ve de diğer masrafları karşıla. Yine de hiçbir şey yapmıyor görün. Huzur bulama, her an bir şeyler olacak diye bekle. Herşey, başına kakılsın, sığıntı ve orospu durumuna düşürül. Ne biçim şeylerdi ya? Düşünüyorum da, gerçekten çok acı çektirilmiş bana. Korkunç bir acımasızlık. Allah kimseye yaşatmasın bunları. Hep, çok iyi niyetimden merhametimden ve katıksız insan sevgimden kaynaklanıyor. Ö Ğ R E N D İ M.
Ağlaya ağlaya, şeytanı melek sanarak, ölümlere gidip gelerek, öğrendim. Başka, maskeli yüzleri de öğrendim. İnsanlar neden maskeli hep Tutku? Kendilerini sevmediklerinden, yetersiz olduklarını düşündüklerinden.Güvensizliklerinden, korkularından ve karşısındakini, çeşitli çıkarları için aldatabileceklerini sandıklarından. Belli bir süre aldatabilirler belki. Ama asıl aldattıkları, kendileridir.
Sonunda, ilahi adalet yerini bulur. Tüm yaşadıklarımı, bir ders bilip, sürekli yeni sayfalar açıyorum hayatımda. Bu günkü telefon konuşmalarımdan anladığım kadarıyla: Birkaç gün dinlenme olanağım olacak. Bu arada iyice düzelir sağlığım. Anar’la ya da Yağmur’la gezeriz. Beklerken, biraz da, hayatın tadını çıkarırım.Denizi çok özledim. Aylardır görmedim, hissedemedim denizi. Umarım gidebilirim denize. Ve tüm kalbimle dilerim ki, standımı denize yakın bir yere kurdururlar.
GÜNLÜĞÜMDEN-7
Dişim ağrıyor sevgili Tutku.Haftalardır da hastayım.Bronşlarım kötü.Sık sık,antibiyotik kullanmak zorunda kalıyorum.Sanırım kronikleşti ya da kronikleşmek üzere.
Neyse ki,burada hastaneye gitmek kolay.Çünkü özgürüm.Gerektiği an gidiyorum.Kurallar ve izin alma,üzülüp-sinirlenme durumları yok. Kendime bakabiliyorum.Benim düzenim geçerli.İstediğimi yapıyorum.
Doktor,bir sürü ilaç verdi.Yavaş yavaş iyileşiyorum.Havalar da artık iyice ısınır.Hasta olma riskim azalır.Üşütünce,önce ağzımın içi yara oldu.Sonra da dişim apse yaptı.Kullandığım antibiyotik,dişimdeki apseye de iyi geliyormuş.Hele bir gün,öyle çok ağrıdı ki…Apse geçsin,dişçiye gideceğim.Hastanede yokmuş.
Çaykovski dinliyorum Tutku.Piyanodan çıkan notalar,su gibi akıyor.Ruhumu-beynimi dinlendiriyor.Sakin kalmak istediğim için,odama çekildim.Hem Şerife Halil’le ilgilensin,biraz dinlensin diye.Hem de ben yazmak istediğim için.Bir de antibiyotikler beni kötü yapıyor.Biraz tahammülsüz oluyorum.En iyisi,biraz yalnız kalmak.Onlar da,baş başa olsunlar.
Olmamalıydı bu
güz çiçeğim
yazmamalıydın bana
o batasıca sözcükleri
bir şeyler koptu içimden
yaralandı en ince duygularım
Mavi sabahlara özlemliyim
güzçiçeğim
gözlerin gibi ışık ışık
ellerine özge sıcacık
menekşe zincirlere vuruldum
güz çiçeğim
G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N – 45
Tutku merhaba! Çok şükür, iki gündür çalışıyorum. Henüz bir kazancım yok. Ama zaten sezon başlamamış. Bakalım bu gün ne olacak? En azından yürüyerek gidip gelebildiğim için, bir kaybım da yok.
Umarım, iyi bir sezon olur. Şansımı deniyorum. Elimden gelenin fazlasını yapıyorum. Hiç kolay değil, kurtlar sofrasında, yer kapmak. Çok zor bir savaşımdı. Kazanmaktan başka şans tanımadım. Ve işte bir yerim var. Bana yardım eden insanlardan, Allah razı olsun.
Alanyum’dan çok farklı bir ortam. Öyle olacağını biliyordum. Hayatın bir başka yüzü. Öğreneceğim. Kimbilir? Neler yaşayacağım? Sokakta bir Pazar.
İyi ki ben de sıfır değilim. İyi bir satıcıydım Alanyum’da. İş aynı, ortam farklı. Burada, büyük oranda yalnızsın. Kendini korumayı ve sağlam durmayı becereceksin. Mecbursun. Yoksa, git evinde otur ya da, bir erkeğin koltuğunun altına sığın. Bir tür dilencilik. Yo Tutku, feministliği hiç savunmuyorum. Ama bir insan olarak, ekonomik gücün, elinde olacak. Eşinle eşit koşullarda olacksın.
Yük bir tarafa binerse? O ilişki yürümez. Neyse, konuyu dağıtmayalım.
G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N – 41
Tutku merhaba! Haftalardır hastayım. Bir türlü geçmiyor. İlaç içmekten, eczane deposuna döndüm. Midem çok bulanıyor. İştahım kesildi. Kahvaltımı bitiremiyorum, akşam yemeğimin yarısı tabağımda kalıyor. Çok halsizim. En moral bozucusu: Artık, nefes açıcı ilacımı, sürekli yanımda taşıyorum. Çünkü, her an, çok kötü tıkanabiliyorum. Bronşlarım dolu.Astım iyi tetiklenmiş.
İyileşmeliyim kesinlikle. Bu gün Yağmur’la dışarı çıktık. Sıcacıktı güneş. Öyle iyi geldi ki. Alanyum da işim vardı. Onları hallettim. Ufak şeyler de alınacaktı. Tutku, bir mağazanın önünden geçerken, çok güzel bir ayakkabı gördüm. Yağmur öndeydi. Çağırıp gösterdim. Denesene dedim. Giydi, o beyazdı. Aynı modelin siyahını da denedi. O, susarak isyan etti. Bunu çok iyi biliyorum. Alım gücü yoktu. Üç yaşında, haşarı bir çocukla ve inşaat işçisi bir eş ve borç içindeyken, nerede giyecekti? Ona uygun elbise, çanta, aksesuar da gerekti. Yağmur, güzel bir kadın. Yeşil gözlü, kumral, çıtı pıtı. Eşi Hakan, dünya iyisi. Upuzun boylu. Hayatın çarklarında dönüyorlar işte.
VEE BEN! Hiç utanmadan, isyanımı bağırarak, BUNLARI GİYEBİLMEYİ, BEN DE İSTİYORUM. HAKSIZLIK BU! ! ! DUY BENİ ALLAHIM! Diyerek ellerimi açtım, yanaklarımdan yaşlar süzüldü. Ben de çok güzel bir kadınım. Yağmurdan daha boyluyum. Ama minyonum ve çok tuhaf bir cazibem var. Dışarıda ya da alışveriş merkezlerinde, giysilere ve özellikle ayakkabılara bakarım sessizce. Zarif, seksi modelleri beğenirim hep. İncecik topuklar ve dantel gibi işlenmiş, tam kadınsı şeyler. İçim burkulur. Alım gücüm olur çoğunu. Ama giyemem ki. Bir gün yürürsem? Ki artık bu, çok uzak bir olasılık gibi görünmüyor. Bir sürü ayakkabı ve zarif giysiler alacağım. Ne kadar yakışır bana?
Tutku görüyorsun değil mi? Anlarda, ne çok şey yaşanıyor?
Yavaş yavaş, ev eşyalarımı tamamlamaya çalışıyorum. Bir odam bomboştu ve insanları oturtacak yerim yoktu. Eski komşularım, başka kentlerdeki arkadaşlarım gelmek istiyoruz diyorlardı. Kalacak, oturacak yerim yok demek zorunda kalıyordum.
En uzun gecede
sabahı özleyerek
yasak bir sevdayı yaşıyoruz
kaçak okunan kitaplar gibi
tadına doyulmaz coşkulu
damla damla oluşturduğumuz
Aylar oldu
okuyamadım satırlarını
sanki üç ay değil
üç yüzyıl geçti
bilsen içimden
neler neler geçti
E V İ M D E Y İ M
Rüyada mıyım? Gerçek mi? Hala zaman zaman sorguluyorum.Ama 16 Şubat’tan beri Alanyada,kendi evimdeyim.Hatta,az önce kapı çaldı ve gidip baktım.Bazı eksiklerin dışında,yerleştim bile.Mutluyum,çok mutluyum.
Şu anda,ciddi bir sorun yok.Canım Ayşem yerleştirdi evimi.Yardımcı kadınım da,çok iyi.Hemen her şey,istediğimce. O yoğun tempo, zorunluluklar,gergin-sorunlu ortam yok.Olumsuz etkilendiğim hiçbir şey yok.Yorgunluğumu atamadım üzerimden henüz.Bol,bol uyuyorum.Havalar ısındıkça,her yönden dinlenirim.
Güneşle geldim Alanya ya.Yağmur yağıyormuş benden önce.Birkaç gün,iyi gitti hava.Ve ben hep dışarı çıktım.Sonra yağmur yağdı hep.Çok güzel yağmurlar.Hava hafif.Bir de,ev içleri ısınsa.Kalorifer filan yok buralarda.Klimalar,elektrikli ısıtıcılar kullanılıyor.Ve yeterli de oluyor.
Tanrım inanamıyorum! Ben kiralık ta olsa,kendi evimdeyim.Olağanüstü bir düş bu.Yıllar önce verilmiş bir kararın uygulanması,eyleme dönüştürülmesi.3.kez,sil baştan başlıyorum hayata.Ve hayat,cesaretli olanları seviyor,destekliyor.Birşeyleri istemiyorsan-beğenmiyorsan,değiştirme gücün olmalı.Benim gücüm var ve hayat ondan korkmadığım için,beni destekliyor.Hayatı seviyorum,o da beni.En kısa sürede,hayatımı kendim kazanmalıyım.İstediğim kapıları açtırmalıyım.Kendimi ve evimi,mütavizi koşullarda da olsa,kendim geçindirmeliyim.Bunun yolunu bulmalıyım.Sevdiğim insanlara sorun olmamalıyım.Şu yazılarımdan bir para kazanabilsem.Ya da şarkı sözü işim bir olsa.Hepsi de olacak.Çünkü ben istiyorum.İstediğim olur benim.
Çok güzel ayrıldım İstanbul dan,kaldığım yerden.Çocukları ve birçok insanı seviyordum.Onlara,çok şeyler verdiğimi,çok yararlı olduğumu biliyordum.Sadece,ortam bana göre değildi.Yıllar yordu beni.Kendimi yaşamaya ve sanatımla ilgilenmeye zamanım kalmıyordu.Oysa ben,yazmak,üretmek için vardım dünyada.İçim,çok huzursuzdu.Değişim zamanı,çoktan gelmişti.Ve tüm boyutlarıyla,omuzladım bu değişimi.




-
Mehmet Tekeci
-
Baki Yiğit
Tüm YorumlarYaklaşık üç yıldır tanıyorum kendisini...
tam bir insan evet tam bir insan.
her hücresi sevgiyle yaratılmış sevgi abidesi muhteşem bir yürek...
umudu görmek isterseniz, Nilgün Acara bakınız.
sevgiyi görmek isterseniz yine ona bakınız.
bir insan nasıl olmalı diye dşünüyorsanı ...
Seni merak ediyordum. Şiirde ustalaşmışsın; kutluyorum.