Bir başımayım odamda
tek boyuta takılmış zaman
florosan lambanın ışığında
gündüz ve gece
direniyorum aç susuz
yüreğimdeki mağma gözlerimde
RÜYA GİBİ
Geçtiğimiz kış,ÇIĞLIK grubunda ben ve birkaç arkadaş söyleşirken.Beni kentlerine davet etmişlerdi.O zaman,olanaksız gibi görünmüştü gözüme.Şakadan tamam gelirim demiştim her ikisine de.Biri Alanyadaydı,biri Zonguldakta.Yakın zamanlarda bir gün,Alanyadaki arkadaşım granmayat rumuzlu İlhan ERMİŞ,bana bir şiir gönderdi.Yazarını biliyor musun? diye.Söyleşirken,” Hadi Alanya ya gelsene “ dedi yeniden.Çok yoğun geçen bir çalışma döneminden sonra,epey cazip gelmişti bu öneri.Tamam dedim.Kardeşim yer ve bilet ayırtmak için,birkaç hava yolunu aradığında:Bedensel engelli olduğum için,yalnız uçamayacağım bildirilmiş.Oysa:On yıl önce,üç kez tek başıma uçmuştum ve hiçbir sorun çıkmamıştı.Çok üzüldüm.Bana kaçıncı sınıf insan muamelesi yapılıyordu.Gözyaşları içinde,”İSYAN EDİYORUM” başlıklı bir mesaj yolladım gruplarıma.Hemen herkes çok ilgilendi.Tanımadığım birçok insan yanımdaydı ve yardım etmek istiyorlardı.Ettiler de.Tüm beni kabul etmeyen hava yolu şirketleri geri adım attı.O mesaj sayesinde tanıdığım bir dost,hem uçak biletlerimi hediye etti.Hem de,eşiyle birlikte gelerek,beni Atatürk hava limanına götürüp,görevlilere teslim etti.Ayrıca:yanıma da harçlık verdi.Bir mucize daha oldu ve beni ilk kez,cam kenarına oturttular.Çok güzeldi,uçarken dışarıyı seyretmek.Antalya ya indiğimde,İlhan kızı ve oğluyla gelmiş beni bekliyordu.Hep birlikte,Alanya ya gittik.İlhan’ın cafesi vardı,eşiyle işlettiği.O cafe hala gözlerimin önünde.Tüm duvarlar,masalar ahşaptı.Ve üzerlerinde şiirler-yazılar-güzel sözler vardı.Benim bir şiirimi duvara astığını,daha önce söylemişti.Sadece cafe değil,her türlü çok güzel ev yemekleri yapılıyordu.Tam sezon olduğu için,yoğun bir tempo vardı.Ben,bana yardım edecek,bir bakıcı istemiştim.Birçok yere haber bırakılmış.Ne yazıkki,herkesin bir engeli çıktı.İlhan’ın eşi,melek yürekli Ayşe.Hem cafede çalıştı hem de bana baktı.İlhan,bu dünyada tanıdığım en iyi insanlardan birisiydi.Harika bir aileydiler.Çocuklar ve babaanne de benimle ilgilendi.O güzel ailenin çevresindeki,birçok iyi insanı da tanıdım.Hepsi de bana,ayrı ayrı yardımcı oldular.Gezdirdiler,arkadaşlık ettiler.Bir bebek,bir prenses gibi,sevgi dolu bir cennetteydim sanki.Alanya ya aşık oldum.İstanbuldan sonra,başka bir kenti sevebileceğimi,hiç sanmıyordum.Ama Alanya ya,orada yaşamak isteyecek kadar bayıldım.Müzeyi gezdim.İlhan ve Ayşeyle piknik yaptık.Diskoya gittim,atlıkarıncaya bile bindim.Deniz kenarında dolaştım,oturdum saatlerce.Çoğu kez bir caddenin kenarında oturup,etrafımdan dünyanın bütün insanlarının akışını seyrediyordum.Evet,renk renk,dünyanın bütün insanları.Cafeye gelip gidenler,çok ilginçti benim için.Alabildiğine mutlu olduğum,düşsel bir ülkedeydim sanki.Alanya,hayatın başka yüzüydü benim için.İnsanlar tatile,eğlenmeye geldikleri için,gergin-stresli değillerdi.Elele,sarmaş dolaş,sevgi-aşk doluydular.Mutluydular.Bu pozitif ortamı seyretmek,beni de mutlu ediyordu.Çılgın cesaretimin,inatçı savaşımımın ödülünü almıştım.Ben tek başıma tatil yapabiliyordum.İnsanlığın bitmediğini,bitmeyeceğini görmüştüm Alanyada.Beni ilk gören insanlar,iyilik melekleri gibi yanımdaydılar her anımda.Yüreğimin bütünleştiğini,tüm varlığımın dolduğunu duyumsadım.Hiçbirimiz yalnız değiliz.Yeter ki isteyelim.Alanyada yaşadığım on günlük süreç,hayatımın en güzel zamanlarından birisiydi.Seneye her türlü koşulu daha iyi oluşturup,yine gideceğim Alanyaya ve çok daha uzun kalacağım.İlhan ve Ayşe.Çok iyi duyumsuyor ve biliyorum ki,hayatımın sonuna dek dostum kalacaksınız.Kızınız Yağmur’u ve oğlunuz Kartal’ı kendi canım gibi benimsedim.O tatlı,özverili,harika insan babaanneyi de.Hürriyet hanım.Benim için durmaksızın çırpınan kanatsız melek,güzel insan.Sen de hep yüreğimdesin.Ve diğer tatlı insanlar.Sizleri daha uçakta özlemeye başladım.Dönüşte de cam kenarındaydım ve yanımda bana yardımcı olan,kibar bir beyefendi vardı.Dedim ya,insanlık bitmemiş.Havaalanına indiğimde.Uçak biletlerimi hediye eden dost ve eşi,kucağıma kocaman bir çiçek buketi koydular.İstanbul’un harika karşılamasıyla,bir saatte geldiğim Antalyadan,üç saatte ulaşabildim kaldığım yere.Ama rüya gibi tatilim,yüreğimde sımsıcak yaşıyor.Herkes,benim çok değiştimi,moralimin daha iyi olduğunu,güzelleştiğimi söylüyor.Dünyanın en iyi ve değerli insanı İlhan.Antalyada veda ederken,”Çok teşekkür ederim geldiğin için “ demiştin.Asıl ben sana,sonsuz teşekkürler ederim.Herşey ama her şey için.Bir yanım,sizlerde ve Alanyada kaldı.SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM VE ÖZLÜYORUM.Nilgün ACAR 21.08.2007
ANLARI YAŞAMAK
Söyleyecek ne çok sözüm var benim insanlara? Yazmak,hep yazmak istiyorum.Çalabildiğim,yaratabildiğim tüm zamanlarda da,bunu yapıyorum.Hep hüzün,isyan,olumsuz şeyler değil söylemek istediklerim.Hayatı,kendimce farklı yorumladığım için de,söylemeliyim diyorum.
Ramazanda bir gün,buradaki arkadaşlardan iki kardeşle ve bizlerle ilgilenen bir gönüllü.Bizi,Floryada harika manzaralı bir restoranta,iftar yemeğine davet etti.Gönderdiği araçlarla gittik.
Güzel bir yemekten sonra,dışarı çıkıp,çevrede dolaştık.Zaten daha gider gitmez,manzaraya bayılmıştım.Benim, yazmakla eş değerde,en büyük aşkım deniz vardı.
Deniz kıyısında,yürüyüş yeri yapılmış.Epey bir yoldu.Ayrıca:Atatürk Hava Limanı çok yakındı.Mis gibi deniz kokulu,serin gecenin içinde Yürümek,çok güzeldi.Geceyi yaşamayı hep sevmişimdir.Herşey,bambaşka bir boyut kazanıyor bence.
Atatürk Hava Limanından kalkan uçaklar,denizin ötesinde,önce küçük ufolar gibi görünüyorlar.Yükselerek yaklaştıkça,denizi yakamozluyor.Sonra,renk renk ışıklarını yakıyor.Kulakları sağır eden,motor sesleriyle,kocaman havai fişekler gibi,üzerimizden geçiyorlardı.
Aşka çağrı var
kumrunun nemli sesinde
serçenin ekmek kavgasında
gökyüzüne asılmış nilüferler
ışık ışık maviler yağıyor
güneşle sevişiyor toprak
Ben insanım doğanın en güzel süsü
usumdan doğdu binlerce yıllık uygarlık
ve avuçlarımda sonsuz bir gelecek
çözülürken zamanın yumağı usul usul
çözdüm sayısız gizi düşe kalka
mevsimlere umut ektim ürünüm ışık
Evet düşmüyor maskeler
ve yalnızca palyaçonun değil
palyaço bile olamayan
dışı güzel içi çürümüş elmaların
palyaço içi ağlasa da görevini yapar
M E L E K
Odama göz gezdiriyorum.Çok sevdiğim keman konçertolarından biri kulaklarımdan ruhuma doluyor.VİVALDİ Dört mevsimi anlatıyor notalarla.Ben,neyi görüyor? duyuyor? ve anlatmak istiyorum? Aklımda Melek var.Haftalardır,günlerdir onu düşünüyorum.Ülkemiz emekçi kadınlarından biri Melek.Ufak-tefek,zayıf ve zamanından çok önce yıpranmış,bozulmuş yüzüyle.Yitirmiş güzelliğini.Sadece,saçları güzel.Uzun ve sarıya boyamış.Esmer teniyle uyuşmuyor ama güzel saçları.
Adı gibi,melek yürekli.Çalıştığı bakım ve rehabilitasyon merkezindeki çocuklara,gençlere bir annenin bile çok ötesinde,sabır-hoşgörü-özveri gösteriyor.Sonsuz sevgi veriyor.Tüm çocuklar da onu seviyor.
Melek evli.Kocasına büyük bir aşkla bağlı.Bu yüzden de,çok acı çekiyor.Çünkü,aldatılıyor.Önce hiç istemedim onunla evlenmeyi.Kapımda yattı aylarca.Neler,neler yaptı? Ne yazık,anladım ki,önemli olan zoru başarmakmış onun için.Elde ettikten sonra,beni küçük görmeye,gözü dışarıda olmaya başladı.Onu işe soktum,hiç kendimi düşünmedim,her şey onun olsun istedim diyordu Melek ağlayarak.Bir sitede,güvenlik görevlisiymiş eşi.Sitenin verdiği,küçük bir evde oturuyorlarmış.Yani aslında,yine Meleğin sayesinde kira,yakıt ve tüm faturalar olmadan barınıyorlar o evde.Sürekli güvencede olmadığını biliyor Melek ve tüm düşüncesi,amacı,ne yapıp edip,bir ev sahibi olmaya çalışmak.Yemiyor,giymiyor,gezmiyor,dinlenmiyor.Küçücük maaşını biriktirmeye çalışıyor.Kadınlarla,kızlarla gezmekten.Ona buna para yedirmekten,bir sürü kredi kartı borcunu ödedim.Şimdi onları toplasaydım,ev için baş vuruda bulunabilirdim.Ama artık yeter,bir kuruşumu vermeyeceğim ona diye anlatmayı sürdürüyor.Birkaç ay önce,bana sarılıp,keşke onu bu kadar sevmeseydim der ağlardı.Ne diyeceğimi? ve ne yapacağımı bilemezdim.Aşk-sevgi-tutku öyle bir şey ki…İnsanı köle de yapar,rezil de eder.Bir süre de olsa,kişiliğini de yitirirsin.Sanırım Melek yolun sonuna geliyor.Beni öyle kırdı ki,hiçbir şey yerine gelmiyor.Bitiyor içimdekiler demeye başladı.Onbir yaşımdan beri,pamuk tarlalarında,çapa salladım,ırgatlık yaptım.Bileklerim kopardı ağrımaktan.Tümcelerini sıkıştırırdı,kısacık konuşmalarımızın arasına.Oturup,uzun uzun söyleşmeye zamanımız olmadı hiç.Haftada bir günlük izninde de,ev temizliğine gidiyor Melek.Sırtı,doğru dürüst yatak görmeyen,milyonlarca kadından biri.Ellerinde,bileklerinde şişlikler,kemikler oluşmuş fazla çalışmaktan.İki-ikibuçuk yaşında,dünya tatlısı bir oğlu var.Melek işteyken,çocuğa bile bakmaya üşeniyormuş kocası.Dinlenmek,gezip-eğlenmek istiyormuş.Oysa vardiyalarını,çocuğa bakacak biçimde ayarlamışlar.Çok çaresiz kaldığı zamanlar oldu bu yüzden Meleğin.Uzaktaki annesini getirtti.Bu kez de,yaşlı kadını evde istemiyormuş kocası.Kadının kendi maaşı var,çocuğa da bakacak.Ama huysuzmuş,çok konuşuyormuş.İnsanın geçinmeye niyeti yoksa,bahane çok.Kendi annesi de olabilirdi.Birkaç hafta önce, bir sabah.Sapsarı yüzüyle ayakta sallanarak geldi yanıma melek.Kocası onu dövmüş,boğazını sıkmış.Her yeri,mosmordu.Sel gibi akıyordu gözyaşları.Hemen git rapor al ve onu şikayet et.Çeksin cezasını.Bir kez başladı mı? sürer bu dayaklar.Bırak şu adamı.Baksana,bitmiş her şey artık dedim.Evet diye yanıtladı öfkeyle.Raporu almış ama manevi annem dediği bir öğretmen bayan,onu karakola gitmekten de,ayrılmaktan da vazgeçirmiş.Sahipsiz,genç Melek.Son bir kez denemeye karar vermiş.Olmayacağını,yürümeyeceğini o da biliyor.Belki,içindeki sevgi kırıntılarıyla ve elimden geleni yaptım diyebilmek için.Çevrenin ve de toplumun da baskısıyla,kalıyor aynı evde.Yatağını ayırmış.Güzel yürekli Melek,tüm bu sorunlarının yanı sıra,genç yeğenlerine de sahip çıktı.Erkek yeğenini üniversiteye hazırlık için,dersaneye gönderiyor.Kursa gitmediği zamanlarında da,harçlığını çıkarsın,birikim yapsın diye,işe de soktu.Kız yeğenine de iş arıyor.Onlara ev de tuttu.Başlarına da,kocasının istemediği anacığını koydu.Eşyalar buldu oradan buradan.Birkaç gün önce,sudan bir sebep yüzünden,amirlerinden biriyle tartışmış.Psikopat kadın,seni görmek istemiyorum diyerek,onu başka bölüme gönderdi.Baktığı tüm çocuklar ağladı.Şimdi,tatlı Meleğimi,çalışma saatlerinde,her an göremiyorum.Ne yapıyor? Nasıl? bilemiyorum.Anlamadılar ve anlayamazlar. Meleğimin sorunlarını.Dahası:Umurlarında bile olmaz.O bir anlık hırçınlığının,yaşamındaki sayısız gerilimden kaynaklandığını,bilemezler,bilmek istemezler.Meleğimi,çok özlüyorum.Tek tesellim,onu tümüyle işten atmamaları.Geçenlerde,iş çıkış saatlerimiz çakıştı.Ağlayarak,sımsıkı sarıldı bana.Konuşamadım,öylece kaldım ve fırlayıp kaçtım yanından.
Tekrar odama göz gezdiriyorum.Gördüğüm şeyler,baktıklarım değil.Kulaklarımdan ruhuma dolan da,VİVALDİ’nin neşeli kemanları hiç değil.Feministliği aşırı savunmadım hiç.Düzenin-sistemin.İnsanın-insanlığın sorunları vardı ve var benim için.Ama bu arada,en çok kadınlar eziliyor.Meleği,tüm Melekleri düşünüyorum.Rengini bilemediğim,tanımsız bir hüzün duyumsuyorum,görüyorum ve yaşıyorum.İSYAN EDİYORUM.
Nilgün ACAR
Yapayalnız gecemde yıldız kayması mı
tüm karanlıkları eritip doğan güneş mi
adın küçücük bir damla mı yüreğime düşen
gürül gürül ırmak mı yaşamlar yaratan
tek bir nota mı kulaklarıma dolan
görkemli bir senfoni mi birlikte bestelediğimiz
M U T L U Y U M
Üç yıldır vardın sen.Ne ki,yalnızca varlığını bildiğim,ara sıra,rastladıkça kısa söyleşilerde bulunduğum.Epeydir görmediğim biriydin.
Sonra,bir gece,apansız çıkıp geldin.Sımsıcak, özlemle kucakladın.Gecenin karanlığında yürüdük ilk kez,evime giden o upuzun yolu.
Usul yumuşacık,sezgisel dokunduruşlar.Bana zaman ayırmaların.Herşeyimde hep yanımda olmaların. Sorunlarımı çözmelerin.Ve bunları beklentisiz yapmaların.Her yerde kahkahalarla güldürmelerin,ısıttı içimi.
Zaten mucize,ilk geldiğin gece başlamıştı.Öylesine beklenmedik bir şeydi ki.Gerçek mucizeye hazırlıkmış meğer,o gelişin.
İçimi ısıttıkça,sürekli seni düşünür buldum kendimi. Kalbim öldürülmüştü.Kocaman bir buzdağının içinde yokolmuştu.Bir daha aşık olamayacağımı sanıyordum.
Yapışmış yüreğime yağmurun kokusu
usul usul soluklanıyor
bitmiş duygularımın ölümcül uykusu
soyut öpücüklerden can buluyor
ıslak yitik bir geceden
Eylül dökülüyor avuçlarıma
Yaklaşık üç yıldır tanıyorum kendisini...
tam bir insan evet tam bir insan.
her hücresi sevgiyle yaratılmış sevgi abidesi muhteşem bir yürek...
umudu görmek isterseniz, Nilgün Acara bakınız.
sevgiyi görmek isterseniz yine ona bakınız.
bir insan nasıl olmalı diye dşünüyorsanı ...
Seni merak ediyordum. Şiirde ustalaşmışsın; kutluyorum.