nece BAYRAMlara kurban olduk
hadi sende yanılt beni
hİç’li - yoksulların yağmuru -
ansızın patlayan fırtınalarla gelen sağanak
tir tir titretir üşütürsün ateşler içinde yakarsın aŞk
Sanırlar ki ay karanlık
Karanlığın çökmesini beklerler
Bozguncular yola düşer
Sevmek zamanı
Yalnız bahardı, bir kırık köşesi
...
Hayda bre çıkın ortaya! Er meydanı boş kalmış
İncili boncuk dizisi ibadullah etekli salınır iki kaşık bir göbek
Bükün bükün de yıkın virane kızlarda türemiş muhacir posbıyık
Hayda bre zamana bakın! Taş çıkartır gençlere nineler
Misket oynar horon teper sürme çekmiş on sekizlik tazeler
“Nerde birlik, orda dirlik” Dedelerin sakalına nur yağmış
Sinelerinde kül alaz aŞk şerbetinden yavaş yavaş içerler
-Hayat Çok Acayip-
Değmeden ten tene çekmeden içe içe nefes
Dans eder gözyaşları ve yağmur damlası
Demlenir dikenli dalda iki hazan gül goncası
Artık ne yaz ne baharım
saçlarım fırtınalı bir deniz
gönlümde ruj lekeli bir güz
ömrüme ah düştü ah
ah! GÜLçin g’özüm
dil yanlış söyler yüz arlanır
sevda ateşiyle beden harlanır
şikayet etme ruhum darlanır
Gül ağızlı gül dalı
Nil’deki kavim -kavim kardaş
Karınca belli bir tek bakış
Derin olanın hali gözü keskin
Kırağı yağmış ahraz yanaktan
Gülümse kambur felek gülümse -y o l c u y u z
bir ters bir düz çile ile örülür g e c e l e r
kah giyinir kah soyunuruz a ş i k a r
derdimizin dermanı safi zamandır.
Buradayım
Tan kızıllığı kadınlığımın sesi
Gönlü çelinmiş yalnızca sevmek, sevilmek ister
Buradayım
Yağmur ve selden sonra kaymak insan
tebrikler... başarılar
Sevgili Alaz,
Hep büyük şiirleri sen mi yazacaksın. Sonra bize ne kaldı. Bu şiirinde de dağ çiçeklerinden başladın, kent merkezlerine indin..İnsanın kalbine girdin. Neyse 'Umutsuzluk Yok..' Bu daha da güzel. Eline sağlık Nil usta..Gerçekten ustasın her hususta..