İyiler, zor günlerde, zarüret yüzünden kötülerle bağdaşırlar, Aslan bile zarüret yüzünden, iyice acıktı mı leş yer
MEVLANA
karakıştır ayrılık çaresiz her figanım
yalancı baharlarda vurgun yemiş fidanım
bekleme kıyısında harla yanar ocağım
beni bir seven pişman bir sevmeyen pişman
Üflemeyiniz! Bir sur bile olsa yaralarıma
Yar olmaz tenime soğukluğunuz yalar nefesiniz alaz
İnip çıkarken yokuşları sıvazlarken sırtımı
Sığındığım ne varsa dostluk adına
Ötelemeği en alaylısından öğrettiniz
Himmet etti canı canıma
Tutuldum bir âdeme çözülmez bağla
Başıma dolanır eser ah bu deli sevda
Söküp atamam gözlerinde kati fermanım
Deniz ataşesi azrayım azra
Alabora oldum akçalı taka
İnliyor ruhum kırıldı testim
Seza mı kahır insanoğluna
nerede, nasıl büyütüyoruz yalnızlığımızı
derim ki - hey aşk seninle her gün varım
benim üçün her yer meyhane, ser ezgi hava
doğuştan esri şarabım kavruk, kadehim lekeli
kubbesi kurşun örtülü kalbimin sıcak bir tarafı
A yüreğim
Yağmurların durgunu bi garip
Yağmurların vurgunu ağır çeker
Yağmurların dilinde diken sen
Yağmurların altında ben
Sevda gözlü hemşirem
sür canıma alkollü pamuk
zerk et ilacı acısını al
sancıyan yerim
eksikliklerin çetelesini tutar…
Seni beni gül suyunla yıkadılar
Beni seni meye daldırıp çıkardılar
Alkol oranı yüksek bir bulut
Dökünce gözyaşlarını üzerimize
Yol çeviren olur yalnızlık
Kaçınılmaz
tebrikler... başarılar
Sevgili Alaz,
Hep büyük şiirleri sen mi yazacaksın. Sonra bize ne kaldı. Bu şiirinde de dağ çiçeklerinden başladın, kent merkezlerine indin..İnsanın kalbine girdin. Neyse 'Umutsuzluk Yok..' Bu daha da güzel. Eline sağlık Nil usta..Gerçekten ustasın her hususta..