Rakı, viski, şampanya, cin kokar solukları,
Yoksulun göz nuruyla doluyor olukları.
Memeden süt vermezler, mama yer çocukları,
Erkek başın kelinde, kadın yüz sıvasında,
Üç öğün bulgur kaynar fakirin tavasında.
Bir kalem kırıldı, bir beyin göçtü,
Yandı bir mum kandiline akıyor.
Uğur’um Mustafa Kemal’e uçtu,
Görüştüler şimşekleri çakıyor.
Vurdular Mumcu’mu karanlıkçılar,
Tanrı şifa verir doktor eliyle,
Yazık ki saldırır kulu doktora.
Cahil hesap sorar ilkel haliyle,
Bıçak gibi batar dili doktora.
Doktoru şikâyet moda olmuştur,
Dinlemek iyidir, öğrenirsiniz,
Volileri vuranları dinleyin.
İyi hocalardan gelir dersiniz,
Söze yalan sürenleri dinleyin.
Kulak telãfisi olur körlüğün,
Garb’a giden yolda Şark’a yönelip
Gitmeyi sever mi eşref-i mahlûk?
Hırsızı bırakıp, bekçiye gelip,
Çatmayı sever mi eşref-i mahlûk?
Üç torba kömüre vekil seçerek,
(Ağabeyim, arkadaşım, öğretmenim
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’yı
sevgi ve saygı ile anıyorum)
Ekonomiyi satış, kültürümüzü Arap,
Görenler demokratsa, ben demokrat değilim.
Tanrıya ulaşmak gitmekse eğer,
Bedene yük olur can benim için.
Varmak kavuşmaksa, gitmeye değer,
Asla pişman olmam ben benim için.
Yunus Emre gibi benliği aşsam,
Türk olmak ayıptır liboş faşistçe,
Irkçılığa ister düzde açılım.
Birliğe saldırır, hem de sadistçe,
Bölmeye geldi mi, gözde açılım.
ABD, AB’nin borazanıdır,
Bizim mahallede kurulmuş düzen,
Bozana bozulur bu mahalleli.
Burada sevilmez gerçeği yazan,
Yazana bozulur bu mahalleli.
Hurafe öğretir baş tacı softa,
Dâvete getirdik birçok hediye,
Dostu gördünüz mü Majesteleri?
Çantayı sağ kola almasın diye,
Astı gördünüz mü Majesteleri,
Siz bizi sevdiniz; bu bir önsezi,
Anadolu'nun ova köylerinde sobalarda, tandırlarda çoğunlukla kesmik (saman) yakılır. Toprak damlı evlerin bacalarından yükselen dumanların görünüşü ve kokusu, köylerimizin yaşayan yönünü uzaklardan duyumsamamızı sağlayan işaret fişekleri gibidir.
Anadolu'da bir izdir, bir sıcaklıktır saman dum ...