--------Orta Doğu kaynıyor. Filistin Yanıyor, Kadın, Çoluk Çocuk kavruluyor, Analar göçükler altında doğum yapıyor, Doğan günahsız bebeler toz, duman için de boğuluyor ve İslam Alemi bu vahşeti seyreliyor. ---------Hani Nerde kaldı Büyük orta doğu. Birleşmiş Milletler antlaşmasına ne oldu. Yıllardır Din, İman Mezhep birliğinden dem vuranlar nerede. Neden çıkmıyor Ulusal Devletlerin sesleri. --------Şairler Şiirleriyle, Yazarlar manşetleriyle, Ekranlar keskin haberleriyle Devlet'ler diplomasıyla, Ümmeti Muhammed Dua ve niyazlarıyla bu insanlık vahşetini şiddetle kınamalıyız...
geçici süreliğine işlerim bitmişken, bi saniyeliğine hayatımı sorgulayacak oluyorum.... derken kulağımda yankılanan söz; amaannnnn boş ver be gülüm bunda da vardır bi hayır.......
-Senin tipsizliğin benim yakışıklı olmamdan kaynaklanmıyor veya senin yakışıklılığın da benim tipsizliğimden kaynaklanmıyor. -karşı cinsin bir başka kişiyi sevmesi seni sevmemesi yada tam tersi seni sevmeleri başkalarını sevmemesi
özelde ve genelde bu minik problemler gibi en büyük devasa problemlerin dahi kaynağı sensin zira şunu aklına hiç getirmedin çok tipsiz diye tabir edilen insan var ki hem evli hem de mutlu çok yakışıklı insan var ki divane gibi dolaşır mutluluğu ve huzurun yanından bile geçemez.
aslında şu dünyadaki bütün mesele budur zira bir şeyi problem ediyorsan bu problemin merkezinde mutlaka sen varsın. ve sana hitab eden sana kulum hitabında bulunan ve seni ben yarattım diyen zatı zülcelali düşün zira o senin yegane sahibin sen ise onun biricik kulusun ve bütün olan bitenlerin cevabını başına gelenlerin en küçüğünden en büyüğüne kadar ondan sorup öğrene bilirsin. ve hala zamanın var.
Bu da güzel bir gelişmedir. En azından neye benzediğinizi anlamışsınız.
Ancak Kazın cücüğünü Kışın keserler...VESSELAM.
Ne halim varsa gördüm...
Sen nasılsın?
Ey nazende,
Gönlüm şikeste; ruhum sana dilbeste…
Ahvalin, şeraitin nasıl?
Sorma…
Sen nasılsın?
Bir, az; ama ben, bir bile değilim: biraz…
Sen nasılsın?
Saudade…
Sen nasılsın?
Sayfadaki son satırın,
kesme işaretiyle ayrılmış son kelimesinin,
geride kalan hecesi gibi…
Dudağımda bir parmak bal…
Özlem türküleri, kar kış…
Sen nasılsın?
Hep arkandan ve içimden söyleyeceğim çok güzel olduğunu…
Sen nasılsın?
her sabah
başucuna heyecanla koşulmuş
bir çiçek gibiyim..
penceremden
senli yazılmış bir hikayenin
aydın'lığı sızıyor..
- sen nasılsın. . ?
Anlamını bilmediğim kelimelerle dans ediyorum, müdanasızca…
Sen nasılsın?
Bu anormal günlerimin normali sensin…
Moralim, nasılsın?
…kış, sonbahar, yaz, ilkbahar, kış…
Sen nasılsın?
kanadından vurulmuş güvercinler topluyorum yerden...topluyorum topluyorum
kucak dolusu yaralı güvercinlerim var.
Tek dala tutunup, geciken herşeyin güzelleştiği tesellisi ile heryerimden kırılıyorum…
Sen nasılsın ?
Bana her zaman hakaret gibi geldi. Sorduğunda bana birisi, cevabını vermek saçma geliyordu. Soran tanıdığım birileri oldukça geçerliydi bu.
--------Orta Doğu kaynıyor. Filistin Yanıyor, Kadın, Çoluk Çocuk kavruluyor,
Analar göçükler altında doğum yapıyor, Doğan günahsız bebeler toz, duman
için de boğuluyor ve İslam Alemi bu vahşeti seyreliyor.
---------Hani Nerde kaldı Büyük orta doğu. Birleşmiş Milletler antlaşmasına ne
oldu. Yıllardır Din, İman Mezhep birliğinden dem vuranlar nerede. Neden
çıkmıyor Ulusal Devletlerin sesleri.
--------Şairler Şiirleriyle, Yazarlar manşetleriyle, Ekranlar keskin haberleriyle
Devlet'ler diplomasıyla, Ümmeti Muhammed Dua ve niyazlarıyla bu insanlık
vahşetini şiddetle kınamalıyız...
------NASILSIN NEYİ ÇAĞRIŞTIRIR:
------Karşı kı şahısın Ekonomik, psikolojik, Siyasi konumunu, işini, aşını, Farzını,
Sünnetini, Yaradana olan minnetini, Mülkünü, çarkını, Aşkını meşkini ve dünya ile
Ahiretin farkını soruyordur...VESSELAM.
Sanki hatır soruyor:)))
Neyi çağrıştıracak yani!
Ben, başkaları için yaratılmışım…
Sen nasılsın?
Ne sağında
Ne solunda
Yolun tam sonundayım…
Ne aşk,
Ne ayrılık,
Sadece yalnızlık…
Sen nasılsın?
Ara verişime kariyer yaptım…
Sen nasılsın ?
Yorgun, kalabalık, ağır, pasaklı ,denizde unutulmuş kaya gibiyim dostum... Dalgaların şamarından afallamış, içi yosunlu dışı ıslak bir kaya gibi...
Eh idare ediyoruz, yaşıyoruz en nihayetinde, nefeste alıyoruz..
geçici süreliğine işlerim bitmişken, bi saniyeliğine hayatımı sorgulayacak oluyorum....
derken kulağımda yankılanan söz; amaannnnn boş ver be gülüm bunda da vardır bi hayır.......
Haznemde benim, hüzün var
Hüznümde, hazin hülyalar…
Sen nasılsın?
İyi desem fazla, kötü desem iğreti kalır.. Belirsizim. Evet doğru kelime bu. Tamamen belirsizlik içinde derin bir bekleyişteyim.
İçine alan
Yutan
Kapatan
Kavrayan
Kapsayan
Saran
Sarmalayan
Örten
Ey kadın
Sen nasılsın?
-Senin tipsizliğin benim yakışıklı olmamdan kaynaklanmıyor veya senin yakışıklılığın da benim tipsizliğimden kaynaklanmıyor.
-karşı cinsin bir başka kişiyi sevmesi seni sevmemesi yada tam tersi seni sevmeleri başkalarını sevmemesi
özelde ve genelde bu minik problemler gibi en büyük devasa problemlerin dahi kaynağı sensin zira şunu aklına hiç getirmedin çok tipsiz diye tabir edilen insan var ki hem evli hem de mutlu çok yakışıklı insan var ki divane gibi dolaşır mutluluğu ve huzurun yanından bile geçemez.
aslında şu dünyadaki bütün mesele budur zira bir şeyi problem ediyorsan bu problemin merkezinde mutlaka sen varsın. ve sana hitab eden sana kulum hitabında bulunan ve seni ben yarattım diyen zatı zülcelali düşün zira o senin yegane sahibin sen ise onun biricik kulusun ve bütün olan bitenlerin cevabını başına gelenlerin en küçüğünden en büyüğüne kadar ondan sorup öğrene bilirsin. ve hala zamanın var.
Eh bir güneşli ve açık, bir parçalı bulutlu devam :-)
Nasıl olduğunu bilmek de iyidir.