Eylülün vedasına ramak kaldı
Zaman sırtlamış bir şair ölümünü
Teneşirde yıkayarak şiirce ömrünü
Bozguna uğramış bir kavim gibi
Ağır yenilginin gözyaşlarındayım
Sekiyor bir güvercin kalbinde
Sana benzeyen
Herkes tarafından kanatılan yaralar gibi.
Zaman sorumsuz bir kültür karmaşasında
Ve kaç zamandır direnemiyorum gecelere
Hep vurgun yanıma denk geliyor
Kendini yakan şair
Kaç zamandır
Kargaşa tırmalıyor sosyalist düşüncelerimi
Kadın
Yüreğin tehditkâr acılarıdır
Yokluk ve varlık, tanrıya sebep
Ve Tanrı
Âdemin gölgesini siyaha yaktı.
Kehribar tanesinde vücut gölgeler
Tok yaşamış lakin aç ölmüş garezler
Hepsinde mühürlü karanfil kokusu
Hepsinde cinayet mahalli cehennem.
Başı mor taşlar, denizden ateş
Seni sanat sokağında
Seni uzun cadde soluğunda
Seni okul yolunda
Bazen kar yağışında
Bazen arkandan yorularak
Habersizce senden
Kötülük
Ecnebi bir kadın
Yağmurdan nefeslerle,
Dayanmış geceme…
Kötülük
Küçük topal kız
Gölgesinde deliksiz uykusuyla cehennem
Ve güneşin parmaklarında yaşama bilinci
Aslı olan sahtekar aşklar felsefesi
Ve yana yatmış meçhulun firari gemisi
Hafif bir yağmur
Kimseyi incitmeden
Değiyor kalbime
Bir türkü mırıldandı
Kalbimdeki çocuk
Çocuk sustu
Ben şimdi
Ruhunu kaybetmiş gölge gibi
Dolaşıyorum gecede
İnzivaya çekilmiş ömrüm
Bitecek an arıyor
Fırat’ın derin yankılarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!