Ben sadakat tecellisiyim
Köleliğe taç giydirdim kalbimde
Işık huzmesinde sevgiden adalet
Mihrap gecelerinde, sevdaya miraç oldum.
Yükseklerden, köpüksüz karanlıklarda
Yağmur çarpıntılarında toprak olma ihtimali
Verem artıklarından bir nefes
Kanlı tükürüklerden ölümü gölgeliyor
Tıknaz güneşin şakaklarından erimesi
Düşüyor alnına adalet ananın
Lakin çıldırmış her can gibi
İnleyerek, kapısız cehenneme varıyor.
Çakacaksın şiiri ortasına yalnızlığın
Ebedi uykusuyla dağınık kalsın güneş
Kadife topraktan mezarlar kazarak
Sahipsiz acılar ekeceksin kanlı göğsüme
Çıplak ayaklarınla cehennemi arşınlayarak
Varacaksın, yorulmuş düşlerime…
Sorduğun bütün suallerin cevabı
Alacakaranlıktaki duvara yazılı
Üstüne biraz yağmur yağmış
Dibinde mezarım kazılı.
Korkulu rüyaların ılımlı hayat savaşı
Şiire bıçak çektim
Yüzüme baktı
Ağladım…
Yoksulluktan utanmayan hercai sevdalarım
Mesken edindi geceleri
Durgun sularda görünmeyen yüzüne ne demeli?
Ya da gülün toprakta
Aşka dönüşmesinde.
Ruhumdaki isyanların tekmil kuvvetinde
Aşka dönüşen cam kırıkları
Kayıp, köşe kaçmalarda
Ağlayan güvercinler şehrine döner
Sokaklarında acımasız sessizlik
Gözlerin buğulu camlarda nöbette,
Emanet yağmurlarınla geleceğim
Sil gözlerini ağlama
Yaşananlar
Güzelliğiyle kaldı
Ahengiyle kaldı ateşin koynumda
Yokluğunu sırtladığım cigaramla
İnleyişlerimde saklandı gözyaşlarım
Dişlerim taş duvar,öfkem kabuksuz
Uzak şehirlere dönüyor ışıklar
Çekip gidiyor kırlangıçlar
Ters yüz çığlıklar kopararak saz telinden
Sırtında gecede işlenmiş cinayet bıçağı
Korkusu yaşamaktan, yeniden…
Sahibi yok karanlığın
Ya zorla zindanda
Ya ayyaş bir akşamda
Zoraki sevişmelerle
Aramızdaki yabancı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!