Mavi bıraktı gülün elini
Karanlık doldu diz boyu hayaller
Beni ıslatan yağmurlar öptü kabuksuz yaralarımı
Sevda parça pinçik
Yokluğuna sızarak.
‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yok’
Bu bir insanlık suçudur bunun açıklaması yok…
Dostluk dediğin
Her yerde yalnız kalmak mıdır?
Sana benzeyen, herkesle olduğun vakitler
Kayıtsız,
Şartsız gel
Gelemiyorsan bile
Gelebildiğin kadar gel
Yarı yollarda bırakma beni
Kendinle…
Bir genç kız tarağında neler saklıdır
Bilir misin?
Her iklim toprağı kıskandırırken gülden
Yaşamak ince telden, güneşe gülümsemektir
Ve beyhude olsa da çehrendeki arsızlık
Saçlarının kokusunda, bir yiğit can vermektedir.
Ellerin
Düşerken alnımdaki ateşe
Güzel günleri serpiyor ömrüme
Ölüm unutulmuş, yaşamak sonsuzca.
Ellerin
El ele vermiş veda
Yoktur
Veda tek elden ihanettir
Lakin elden hayır yoksa
Elveda der
Tüm mahcup diller.
Eskiciyim
Topladım koynuma yıldızların şavkını
Topladım koynuma dünyanın gözyaşlarını
Topladım geçmişini senin
Tutunacak dalım olmadan.
Seni uçurumlardan alıkoyarken
Üstüme yığdın şehrin ışıklarını
Çaldın karanlıkları uzaklara kaçtın.
Yar koynunda taze bir ceset gibi
Uykusunda, aksini düşlemekti korkunun
Ve hayatın ellerine nasırlar savurması,
Azdı ar damarı yine toprağın
Ölü gömdük çıyan fışkırdı her taraftan
Bahar şaşkın
Yağmur şaşkın
Cemre şaşkın.
Kır zincirlerini gecenin
Sal beni ruhundaki serseriliğe
En uzun sabahlar gibi
Şehrimden hiç gitme.
Sıra sıra dolandım uçurumları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!