En çok yolcu. Talep edene spiritüel rehber, talep edene şifacı. Tam zamanlı anne, yarı zamanlı öğrenci.
34 yıl sonra
Anladım ki değer görmek,
ancak kendime verdiğim değer kadar
Anladım ki gerçekleşmeyen hayaller,
bir duvar çatlağından çıkan su gibi
yol bulur sızar damla damla
90 lar konsept bir kafede
İster istemez gidilir geçmişe
O dönemin çocuğuysan hele bir de
Düşünmeden edemedim yine de
Tarih tekerrürden ibaretse
İçten içe acımak diye bir şey var
Ağlayıp sızlanmıyorsun, hatta gülüp söylüyorsun
Kimse görmüyor… Kimse duymuyor… Kimse bilmiyor…
Yalnız dostun…
Gözlerini bilen, yüzündeki her kasın anlamını bilen, nefes alışından seni bilen.
Gün batarken
An’da tek hissettiğim rüzgâr
ve kulağımda dalga sesi
Aklımda Simyacı’nın
rüzgâra hükmetme sahnesi
Bir Simyacı değiliz elbet
Yaslanmak için diyorum azizim
Bir ağaç bulmalı
Duvarlar çok soğuk üstadım
İnsanlarsa çok katı
Yaşamak için diyorum azizim
Sanırım bir ağaç olmalı
Rüzgâra anlatsam derdimi,
Artık kimse durup onu dinlemiyor ki…
Dalgalar dinlese beni,
Alıp başka kıyılara çalar yüreğimi…
Çok oldu insanlardan vazgeçeli…
İnsanlar da doğadan vazgeçeli…
Hiç beklenmedik bir anda
Aklında bile olmayan ufacık bir anı kırıntısı gelip seni bulduğunda
İster istemez geri dönüp bakarsın ya
Ne yıllardan geçtin
Ne yollardan geçtin
Doğru – yanlış
Serseri mayın bir adammış gençliğinde
Sanırım o serseri ruhun bir parçası da bende
Görseydiniz bir derviş derdiniz son dem’inde
Kim bilir, belki dervişlik sevdam da ordan gelmekte
Çok bilmenin sırrı derler, ya çok okumakta ya çok gezmekte
Siz konuşadurun
Bak çocuk,
Beni alıyorsun, taş plaklara götürüyorsun.
Beni alıyorsun, gaz lambalarına götürüyorsun.
Beni alıyorsun, tozlu saman kâğıtların arasına götürüyorsun.
Toprak kokusuna,
kır çiçeklerine,
Cemal Süreya’nın Sevda Sözleri’ni okurken
Mavi gömlekli çocuk adam’a dökülenler
Başlamayan şiirin başlığı olmazmış!
Bir oğlan çocuğu küskün
Bir ağacın dibine oturmuş



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!