Kal-ü belâda toplandığında tüm ruhlar,
Dünya hayatındaki eş, dostları yanında imiş.
Ve Rab sorduğunda “Belâ” demiş tüm ruhlar,
Kabul etmek anlamında..
Ama öylesine güçlü bir kabul ediş ki..
Razı olmak her haline gelecek olanın, belâ da olsa..
Bir yolculuk hikâyesi bu
Çocuklar henüz toprakla oynuyordu
Yollar yürüyerek aşılıyor,
Dut, bahçedeki ağaçtan yeniyordu
Isınmak için soba,
Bir kapıya doğru ilerliyorum hayalimde
Ahşap bir kapı. viran, köhne
Çokça da sorularım var cebimde
Birden bir ses beliriyor derinde
Başlıyorum o sesle sohbete
Halbuki burada benden başka yok kimse
KARIŞIK
“Dağılmış saçlarım gönlünün yatağına, uyandırma
Sabah olsun ben giderim, sen kal rüyamda
Ah bulmak o kadar kolay mı sandın?
Aramak bana aşktır artık”
İyi değilim uzun zamandır
Çok kalbimi kırıyorlar
Sanki birer birer maskelerini atıyorlar
Yüzlerine bakıyorum
Korkuyorum…
Niçin geldin insanoğlu?
Tüketmeye mi?
Hayat vermeye mi?
Öylesi geçip gitmeye mi?
Seyretmeye mi?
Aramaya mı?
Ben güneşin battığı yerdeyim
Bilemezsin!
Dışarıdan seyretmesi muhteşemdir
Göremezsin!
Güneşin kalbini düşündün mü hiç?
Başlangıçların ne kadar umutlu,
Kibritçi kız, üşüdükçe bir kibrit yakardı
Ben, seni özledikçe…
Hatırla!
Aramıza acemice koymaya çalıştığımız ilk mesafe.
Bir paket sigara, bir kutu kibrit mesafesi
Bi çoğalıyorum…
Bi azalıyorum…
Kendimi her defasında
Nilüfer çiçeğinin köksüzlüğünde görüyorum
Konuşmayın artık!
Kabul ettim. Daha ne istiyorsunuz?
Sebepler benim
Sonuçlar benim
İşte… Eninde sonunda ben böyleyim!
Gördükleriniz kendi gözlerinize ait
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!