Allah’ım,
Annemden öğrendim tevekkülü,
Sabrı ve duayı babamdan.
İnancım şükür tam,
Şer görünende de hayır ararım,
Değil kıtam,
Söyle kardeşim, ayrımız gayrımız ne?
İçtiğimiz su,
Soluduğumuz hava,
Açtığımız sofra,
Barındığımız apartman,
Yaşadığımız şehir mi farklı olan?
Şair doğmadım,
Düştüm küfelik bir aşka,
Duydum uyaklı lafa bir alâka.
Sandım her kelamım gayrı harika.
Eh, memlekette olunca da o kadar yalaka,
Şaire çıktı adım.
Ey Korona,
Baş eğen çoğaldı ki sana,
Azaldı işe güce sarılan.
Edilmeden daha ülkede sıkı yönetim,
Yarıya düştü üretim!
Böyle sürerse tüketim,
Hey baş belası korona,
Ne işler açtın başımıza,
Değil çıkmak çarşıya,
Başımızı bile çıkaramıyoruz dışarıya.
Kına yak sen de başına.
“Evde kal “diye diye şişirdin başımızı,
Ey Korona
Tuz basıp yaramıza,
Mesafe koyduk sevdiklerimizle aramıza!
Çıkardın sen yine arıza, yine arıza…
Ne karantinaya gelirsin ne izolasyona!
Olmaz, olmaz deme,
Yapma bir de reklama ödeme.
Piyasada çok bu çeşit mal,
Edilmiştir cüzi bir fiyata da imal.
Oluşturulmuş hazır algı,
Nasılsa dinlenir her yerde bu çalgı:
Yerinden yurdundan sürdü bir kavmi zalim bir tacir.
Hangi millet kabul eder,
Bu kadar uzun süreli milyonları misafir?
Bilir ve görür bu garip muhacir:
Türkiye hür bir memleket,
Yok bizim de ayaklarımızda zincir,
Ah dostlar,
Erken gelmişiz Dünyaya!
Kürek çekmişiz bir ömür bedavaya.
Ne güzel bak bu yüzyılda hayat,
Yatak rahat,
Ulaşım rahat, iş rahat,
Bu şiirde tariz sanatı (iğneleme) sanatı kullanılmıştır.
Yaratıldığımızda temizdi kalbimiz pırıl pırıl,
Ve aydınlıktı içi ışıl ışıl…
Ve temiz kaldı bir müddet…
Büyüdükçe biz, karardı pare pare yüreklerimiz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!