Başkalaşan Aşklar
Her yüreğin çarpıntısı başka,
Senin ki yumuşacık pamuk pamuk,
Hep güzel kal sen çocuk…
Ah, oğlum,
Boya küpüne düşüp çıkmış şişme bebeklere,
Benzemezdi hiç annen.
Çünkü kazıya kazıya kazandığı için hayatı,
Birilerine batıracak kadar uzamazdı hiç tırnakları.
Muhtemelen aldırmadan açlığa, susuzluğa,
Amcalarım, dayılarım,
Uzaktan geldim, yorgunum ve açım.
İki gündür geçmedi tek lokma boğazımdan;
Ama düştü yolum dün gece bir parka,
İçtim çimleri sulayan fıskiyeden kana kana;
Şükür, susuz değilim en azından.
Dedelerim,
İmandan, itikattan,İnsanlıktan bahsetmeyin bana sakın,
Sokaklar, aynasıdır toplumların.
Bilirim ben içinizi dışınızı;
Duvar olsa da yüzünüz bilirim,
Aklınızdan ne karanlık düşünceler geçer arka arkaya.,
Abilerim,
Dergâha ben, derdi verip alana şikâyete geldim sizi!
Hep siz olmayın hem savcı hem hâkim.
Kıyamet belki uzak,
Ama kabre icabet yakın.
Ben o gün hem davacı, hem şahit olmaya geldim.
Amcalarım, dayılarım,
Bu cuma vaktine kadar,
Sanırdım ki,
Soğuk rüzgarlar hep bana doğru eser,
Her kötülük bana çarpar;
Beni eritir ve bitirir yokluk, yoksulluk ,
Boynuzu burası Afrika’nın,
Dağ, tepe vadi yok,
Her yer dümdüz kuraklık,
Ve köşe başı mezarlık.
Bırak ağacı,
O kadar büyüdü ki acı,
Cildi bile dağıldı,
Yaprakları sararan benim kitabın.
Sen bembeyaz sayfada ilk sözcük,
Lakin ne denli lirik,
Ne denli etkili oldu o ilk hitabın.
Ah, ne güzel oyunların var,
Oyun ufku açar,
Mutluluk saçar
Durma oyna çocuk.
Bak torun,
Al sana daha büyük bir kâğıt,
Bunlarda kalemlerin renk renk.
Aklımla yapma cenk,
Merakımı dağıt.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!