Haklısın,
Bunlar halk,
Yetmiş milyonda olsa,
Hak getire kaçında var akıl, fikir?
Al birini, vur ötekine hepsi bir.
Duymazlar,
Kesatsa işler,
Tez çöker karanlık.
Bağırmaktan tükenir nefesim,
Tükenir umudum, dermanım.
Tükenir canım...
Üstelik hava ne kadar soğuk,
Ey aşk,
Adını çok duydum,
Belki yıllar önce tanıdım da seni,
Görmeyi görmeyi yüzünü unuttum.
Neredesin sen şimdi?
Kırkını aşsan da,
Köpürüp taşsan,
Süzüle süzüle akan bal pınarım.
Kah gürleyip çoşan,
Kah üzüle üzüle koşan,
Günlüme düştüğün günkü gibi saf ve güzelsin,
Ulan, bu ne biçim lisan,
Varsa yoksa ben, ben…
Bu ne bencillik, ne kibir;
Başkaları da insan,
Onlarda da var akıl fikir...
Belki seninki yanlış ya da noksan,
Aynı evde doğduk,
Aynı kadına anne dedik,
Aynı adama baba,
Aynı tastan su içtik,
Aynı memeden emdik...
Kardeştik biz, kardeş...
Kolay mı karasinek gibi,
Kaçamak yaşamak,
Kuytu, kirli karanlıkları kaşıya kaşıya;
Kepaze açlığı yalayarak,
Denirse adına yaşamak!
Siz, tanır mısınız,
Boş gezenin boş kalfasını?
Yılın on iki ayı,
İçse de içmese de o sarhoş adamı...
Siz, tanır mısınız,
Bir şiir okudum dün gece,
Şiir değil, belki şarkı,
Belki tabloydu;
Belki de dokunmuş halis ipekten,
Sadece bir seccadeydi dokunduğum…
Her ilmekte boğuldum başka bir sevince.
Unutma gurur ve kibirdir,
Ulu meşeyi ortasından çatlatan.
Ne demişti meşe:
“Gel gölgemde yaşa! ”
Ama biliyordu saz,
Gurur ve kibirin yaramayacağını bir işe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!