Suya atıyorum taşı
Önce ufacık bir nokta sonra birbirini yutan halkalar
Ve birden sen oluveriyor koca deniz…
Duraksar gülümseyişin,
Yıldızları boğazlayan karanlıkla hesaplaşmaya tutuşur gece.
Salınır daldığın rüyalarda eylül öyküleri…
Korkmasın sesini her seferde anımsadıkların
O gün geçmişte kalsa da
Yaşandı bir kez.Alın yazısı gibi çakılı kalır yüreklerimizde.
O akşam,düğünle yas arasında sığınacağımız kadar bir yer bulmuştuk kendimize.
Bakışlarımdan hüzün,iki dudağının arasından pişmanlıklar düşüyordu yere
Hiç kımıldamadan teklemesi böyle oluyordu demek ki yaşamın...
Avuçlarıma seni alıp kaçıyordum.
Tedirginliğim nah şurama
Kışlar durur epeydir
Bir karabasan
Arkamdan hançerler güz telaşıyla
Sıkma kendini öyle
Geceleri almaz yüreğin zorlanacaksın
Sıkışacak şah damarın
Bir sızı dolaşıp duracak koyu ve hırçın
Katlanacaksın
Sabredemem
Ne vakit sesin kısılsa ben kendim olamam
Uzayan kışlara benzer suskunluğun çünkü.
En olmadık zamanlarda bile
Çalacakmışsın gibi gözüm sürekli
83-İŞLEMSEL ÇIKMAZ
Salıncak
Duvardaki akreple yelkovan
Kolların sinir uçlarıma dokunarak
Ne diyeceğini
Gölgenden anlardım
Mavimsi gülüşlerinin ardında gizlediğin
içinden geçenleri
Sana ait olan her şeyi ezberden bilirim
Dilimizde eskiden kalma şarkılar
Biri bitmeden ötekine
Akşamın serinliğinde
Parkta ,yanık kestane kokuları arasında
Isıtarak aylardır yalnız kalan ellerimizi
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti