Hiç beklenmedik anda tükenirim
Ateşte unutulur cezve
Yangın sonun içinde
Hanidir yok o gözleri kamaştıran saydamlık
Hışırtılarını neden gizler rüzgar
Sana ulaşınca birden çiçeklenir mavilikler
Kulaç kulaç genişler gökteki köpükler
Bir güvercin gelir yüreğime konar
İçimdeki ateş yağmurları yakar…
Minnacık sessizlik
Sonra paydos zili akşamın
Yedeğinde hiçbir şey kalmazdı bilincin
Külün altındaki külü eşelerdi
Gerçi düşünmemiştim
Aklım erecek gibi değildi. Çiçek olup
Dizilmemişti goncalanıp da dalına sözcükler
Anlamı sökmek belki de sözcüğün
Anlamsız görünün ardında gizliydi.
Yeniden öleceğim...
dilimde polen kürleri.
Yüzüme çöreklenmesin bakışları
Beni benzettiği birini bulması daha kolay
Korkmaya ne gerek ,mıhlanmaz günbatımları
Köşe kapmaca oynarcasına
yer çatlaklarına sızan
dip sularıydık iki yakanın
Salkım saçak çiçeklenirken dallar
Zamanı şaşkına çeviren bizdik
Sana,şafaklarımızın mavi tonlarına
Kanat çırparak giren güvercinlerin
Şen türkülerini özledikçe
Daha da çok vurulduğumu anladım
Acılarla yüzleştik en sonunda
Sevgilinin gelişini bekledim
istasyonlarda
gömdüğüm tohumun toprağı
zorlayışını…
Evlendim güç bela.
çoluk çocuğa kavuştum yıllar içinde
Eşkıya kesilir gece olunca zaman
İner uykular öncesi odama
Gün ışıyana kadar tutsak eder ruhumu
Yığıştırırım sigara izmaritlerini
Kırmızı ışık ve gözlerin
Duvar kocaman barikat.
Hareketsizim
Fırsatlar-ki-
Anıların kesik tümceleri
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti