İçimde avaz avaz yankılanan
coşku'nun sesiydin...
ilkin
Ah, dedin
Ses etmedim
Cesaretle söylemeliyim ki çok sevimsiz bir dönenceden geçiyorum.
Seni aynı metruk yerde buluyorum .
Burada tıpkıbasım anılar yazacağını düşünüyorum,tıpkıbasım yalnızlıklarını anlattığın.
Bana sirayet ediyor bu sara nöbeti.
31 Mart kapıda.Bizimkiler neredeler sahi?...
Çırpınmanın şiddetine bağlı ödenecek para.
Şu karşı dağa tırman ilkin.
Gamsızlıktan sıyrıl ve bir kurt sürüsünün geçmesini bekle.
Her yeni gün sana çıkma ve sende kalma eşiği.
Seviyorum seni,demek küçük bir tümce olarak kalıyor
Çünku yinelemek aynı şeyleri hoş değil.
Tıpkı yeni günün getirdikleri gibi taze ifadelerim olmalı sana.
Taze başlangıç duyumsayışı içinde her şiire başlamaya koyulmam bundan.
Baharın ve şarkıların usanç veren yanlarından kopmak ve sana koşmak
Kollarını arkadan bağlıyor gecenin yarasalar.ağzımda eşkıya gibi bir pastil girip çıkıyor boğazımdaki varoşlara.
Perdenin gerisinden 'çıt...'diye bir ses ritmik olarak iğdiş ediyor kulaklarımı.
Ay,ceketini omzundan sarkıtarak çıkıyor meyhaneden.
sol elimden başlıyor otobanın kapıları.Sözum söz diyorum kendi kendime
Neye söz verdiğimi bilmeden yapıyorum bu erkekçe salvoyu.
Merhaba Mrs Claude,
Karanlık bastırmak üzereydi.
Bugün de rahatlık vermedim dağa.
Gidip birkaç yerinden dişledim.
Sonra da bir güzel tentürdiyot bastım.
Ah...bir izin versen şakımaya,
yazık!
Bunca yıldır bir yalancı gülümseyişin peşinden koşturduysan beni.
Boşuna neden dağılıyor diyorum uykularım ,neden kanıyor sol yanım,neden kasılıyor kollarım?
Yalnızlığımı al ve götür başka yalnızlığın yerine koy.
Alışığım nasıl olsa böyle çarmıhlara gerilmeye...
Hırçın aydınlığa siper ediyorum elimi.
Seni mi arıyorum çölün öteki tarafını gözleyerek?
Sonu olmayan bir tekdüzelik içinde suskun duruyor yakıp yıktığın vahalar şimdi...
Bütün pusulalar yanlış, bütün haritalar yalan ve bütün iklimler toz duman olmuş,çürük.
Bu son yırtmaya kalkışma zamanımız kül duvarları.
Sanma ki bundan dolayıdır naçar oluşu sesimizin.
Orada hiçbir şey yokmuşçasına hasarı artan tempolu koşudadır yazgılarımız.
Ellerimizin katılaşması morfin sarhoşluğundan değil.
Adım adım evrilişinden bu son kavganın.
''Değersiz olarak kalan bir şey,değersiz olan bir şeye tutunmamıştır, diyen Cervantes'e hak vermek lazım.
Onca insanı içine nasıl sığdırıyor bu şehir;ben kendi içime bile sığamazken?
Ben neden gülümsetecek bir anı bırakamadan öteki günlere taşınıyorum?
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti