Nasıl sıyrıldı o aydınlık
Kanın suyu yuduğu anda
Kayganlığında sendelemedi ayaklarımız
Sınır ötelerinde
Ateş barut rahvan
Lanetlidir kimileyin o aydınlık
Her yüzde düzgün durmaz allık ve fondöten
Altında kıpraşır vicdan
Zaman,kimileyin böyle yüzleştirir kalemle maskeleri
Yenilir şair.
Çünkü eşitsizliklerin dipçik saldırısından kaçanları
Büyük harflerle yazar tarih.
Her akşam
Kültür Parkı’nın önü
Kalabalık
Sanki bir el yeniden çekebilirmiş pimi
Maksat demokrasiyi koruma nöbeti.
Bu yüzden bekliyor
Dediler yeşil kıskacındaki sürgünleriyle
Dellenip serpilmiş ilkbahar
Güneş altında suyu yürümüş domur kiraz
Toprağına gülücük sunan mayıs haziran
Dediler ki,
İşitmeyi gerekserim
Böyle dedi sözcük.
Parmakla,elle,bilekle
İşitmeyi.
Tepeden tırnağa bir olmayı
Daralmayı
Göçenlerin resimleriyle doluydu albüm.
İlk gençlik yıllarımı anılarımı aşklarımı anımsadım.
Sökülüp atılmıştı bazıları
Oysa kimselere olmamıştı bir kötülüğüm…
İndirime girdi ağustosta görüntüler
Gözümün yaşı hançerleniyor
Ötelerden gelen o sesle
Çünkü
Birden antikaya dönüşüyor her şey
Yankısını tanımaz olan son nefesle
Herhangi bir masal sonlanınca
Bizden birisi bilirsin, çıkar kerevetine
Amorion kentinin ardına değin
Şenlenir kapıları
Öyledir,bir kez daha kendi toprağına dönmez
Hep sende kalacağım
ve hep sana lanetleneceğim
İmha etme bu sözcüklerimi..
onikiağustosikibinonaltı.
Tuz ruhu dökülüp üstüne
Çitilenebilir mi bu sensizlikler
Sahi sınanmalı mı bir kez olsun
Ne dersin?
Elini şip tut
İlkin sen açacaksın kutuyu...
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti