Bir duman
Ortalığı kaplamasından korkup da
Barışık olmayı yeğlemediğim
Irak durduğum
Yakan/dağlayan
Hadi çoğalalım
Bize ne kimselerden
Sonsuzluğun ufkuna
Dayanmak çoğalmaktır
Böyle zamansızlıklarda bile
Günün yedi dünündesiniz
Kimisinde ıtır kimisinde ısırgan kimisinde som delilik
Ki yazdan sayılmayan bir temmuz
Ah unutulur mu hiç onlar
Benim sadık toz bulutlarım.
Beklenen saati vardır her sabahın
Çocuksu kumbaralara dolmaya başlar gün yavaş yavaş
Herhangi bir makas değildir bulutları kesip doğrayan
Yaşamaktan yaşamayı hatta aşkı bulmak
Kocaman tepeler kurmak sevdalardan
Taşa toprağa dokunan şarkıları söylemek gerek
Mesafeleri yürüdüm
Ateşe verdim ormanları ama
Kavruldukça daha çok üşüdüm
Koca koca kayalara dinletemedim derdimi
Gök suları kurumuş denizlere bıraktım mektuplarımı
Kömür karası alnında okurum kimliğini
Adın Emek olmuş neye yarar
Sevecensin
Sahipsizsin
Acıtırsın içimi
Vahşi kapitalizmin dişlilerine kapılarak
Sabah üç nokta
Varılacak herhangi bir ülke
Belki tohum
Belki gölge
Belki düş
Sanırız ki delikanlı
Soluklardan dökülüyor yolculuklar birer birer
Freni patlamış korkular var bu topraklarda
Tersinmiş düşünceler ve ay ışıkları var
Konuşturmak istedikçe kaçıp ıraklaşan
Kaygı silüetlerinin her biri tavşan canlıdır.
Burnumuzda rutubeti örtmeye direnen nişadır kokuları
Parkın yan tarafında apansız önümüze çıkan iri kıyım hendek
Kara benizli şairle sen
Ve soğuk algınlığına yakalanmış bir akşamüstü
Hadi biraz daha sokul bana
Önceden gidersem eğer
Giriş kapısının önünde seni bekleyeceğim.
Öteki odalardan birine kaçırmasınlar diye
Gözümü dört açacağım.
Çukura koyulduğunu
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti