Türk Ulusunun bir bireyi olmaktan övünç duyuyorum.Bilincimize düşen o ortaya çıkışla başlayan yolculuk, yüzyıllar içinden geçerek sonsuzlukta yol alıyor.Dileğim o ki,yüzylıllar sonrasındaki kuşaklarımız da benim gibi sevinçler yaşayacaklar ve yaşadıklarını dillendireceklerdir.
Bizim diğer uluslardan ayrık tutan bambaşka özelliklerimiz vardır.Bu özelliklerimizin temelinde ''sahiplenme duygusu'' yatmaktadır.
Tarihte hiçbir ulus kendine ait olan bir şeyi bizim kadar sahiplenme duyarlılığı içinde olamamıştır.işte bundan dolayı köklerimizden kopamıyoruz ve işte bundan dolayı kıskanılıyoruz.
Sahiplendiğimiz değerlerimizden bir de dilimiz Türkçe'dir.
Bu dil,damarında kendi kanımızın dolaştığını kavrayan ve onu yaşatma bilincinde olan ilk atamızdan başlayarak günümüze ulaşmıştır.Bu bir akıştır durdululması dahi düşünülemeyecek olan.Doğal ki her akışta olduğu gibi dilimizin de özünde arınma ve durulma vardır.Bu olacaktır.
Dilimizin kendi kimliğini,özgün yapısını koruyor olması kolay bir olgu değildir.
Çalışma günleri her sabah otogara arabamla gidip dönüyorum bir iki yıldır.
Bu sabah bir yenisi…
Trafiğin kilitlendiği kavşakta önümde duran minibüsün arkasındaki yazı dikkatimi çekiyor:
‘’Boşuna dostluk sevdası peşinde koşma
Günün yedi dünündesiniz
Kimisinde ıtır kimisinde ısırgan kimisinde som delilik
Ki yazdan sayılmayan bir temmuz
Ah unutulur mu hiç onlar
Benim sadık toz bulutlarım.
Beklenen saati vardır her sabahın
Çocuksu kumbaralara dolmaya başlar gün yavaş yavaş
Herhangi bir makas değildir bulutları kesip doğrayan
Yaşamaktan yaşamayı hatta aşkı bulmak
Kocaman tepeler kurmak sevdalardan
Taşa toprağa dokunan şarkıları söylemek gerek
Mesafeleri yürüdüm
Ateşe verdim ormanları ama
Kavruldukça daha çok üşüdüm
Koca koca kayalara dinletemedim derdimi
Gök suları kurumuş denizlere bıraktım mektuplarımı
Soluklardan dökülüyor yolculuklar birer birer
Freni patlamış korkular var bu topraklarda
Tersinmiş düşünceler ve ay ışıkları var
Konuşturmak istedikçe kaçıp ıraklaşan
Kaygı silüetlerinin her biri tavşan canlıdır.
Kömür karası alnında okurum kimliğini
Adın Emek olmuş neye yarar
Sevecensin
Sahipsizsin
Acıtırsın içimi
Vahşi kapitalizmin dişlilerine kapılarak
Sabah üç nokta
Varılacak herhangi bir ülke
Belki tohum
Belki gölge
Belki düş
Sanırız ki delikanlı
Önceden gidersem eğer
Giriş kapısının önünde seni bekleyeceğim.
Öteki odalardan birine kaçırmasınlar diye
Gözümü dört açacağım.
Çukura koyulduğunu
Vurdumduymazların bileklerinde
Şaklatılan kamçıların yanığıdır
Yağız bedenlerdeki izler
Güzel yarınlar yok.
Gülümsemelerini unutmakta olan
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti