Gün onun, çalımlı mı çalımlı...
Bakmayın üstüne başına
Belini saran bir dolayım kemer, göbek üstü
Bir bıçak, oradan sarkan, parlayan
Kanlı, dışkılı, gri çizme içinde hapsolan pantolon
Masatlı, pasaklı
Ay kapkara bir yalnızlığa düşmekteydi
Paul Eluard, Rus kızı Gala’ya son mektubunu yazıyordu
bu saatlerde
Varsın Çapkın Hanry biricik karısı Ann Boleyn’e
öyküler anlatsın,
Voltaire,Donoyer’le gizlice buluşsundu…
Oraya
Yolunu gözleyen dilsiz sözler bıraktım
Gelip kaçamak bir bakışla
Söndürmek için içimdeki çöl yangınlarımı
Harman ayında
Sinir ucu zonklamalarıyla gelir
Söze düşecek olan gün
İlkyazları geride bırakmaya yakın olsa da
Peşinden koşar sürek avları için bütün objelerin
Kaçıncı bekletişin,kaçıncı gelmeyişin,kaçıncı feryadım?
Yine yoksun…
Sen olmadığın zaman
Bu şehrin sokakları hep alaca karanlıktır
Üstüme yıkılır bütün bulvarlar,üstüme yıkılır bütün kavşaklar…
Gecedeyim...
Gölgesini yitiren bulutlar çoktan kavuştular sevdiklerine
Bu an korkunç,bu an yılgın bu an çaresiz
Dalıyorken alçalıp yükselen ezgilerine zamanın
Ruhumda ne varsa soluyor...
Göremediğin başkaldırlar biner dalına
Onca goncanı kırar belinin tam ortasından
Bırakılırsın enkazlar altına demiştim oysa kaç kez sana
Arpalık tarlasında aynı adımlar
Ey Şair
İşveli sarı bir zambak
Uçsuz bucaksız yalnızlığını
Yok etmek için ansızın
Kokusunu salacak
Zincirlerini
Kopardı yırtıcı el
Son damla da
Sürüklendi bulut önü sıra mavilerin içinde
Bir yanda cılız gürültü
Bir yanda boşluk
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti