huysuz akşamları sürgüne gönderdiğim oldu
sınır kapılarının ağzına güller diktim,kurudular
işitilmez oldu tüm ayak sesleri
çaldılar güpegündüz
yeşilin ,kurdun ve börtü böceğin
Bir çığlık şiirin bozkırlarından
Yalazlarından yalancı şafakların
Hiç tükenmeyen rüyasızlıkların
Ufalanışlarından
Gonca gonca salkım saçak sızışlarından
Kopup giden zamanların
devreden gecedir
kaybolmaz kuşlar çiçekler
kendini hüzünlerini göm ilkin
kendinde kal
''....
Kara bellek kayıpları arasından cennetin
Tanrı lütfu gibi ,kar taneleri gibi altıgen,bembeyaz
Gözlerimin,dudaklarımın,
Saçlarımın üstüne düşen.’’
…
Bir siyah yontu canlanmış duruyor gecenin çoğalma
dakikalarında ;görkemli diriliği,inceliği,kendi belini
kavrayan elleri ,birden tipiye tutulmuşçasına titretiyor
yüreğimi
durmaksızın çarpan sol yanımda aynı dekor :güneşi
-hayal bu ya-
içimde bambaşka bir tanyeri serilir
genişledikçe çılgınca çoğalır gökyüzü
her boşluğunda kuş sürüsü
Kanyonun bel verdiği yerden
Kaçmak var,anlamsızlaşan ne varsa
Hepsinden tek celsede kurtulmak en iyisi.
Gereksiz bir imlayı
İmha etmek için didişip duruyorum
masam hazır
bir dilim peynir bir avuç kiraz
nar suyuna batırılmış akşam kızıllığı
kapıda ödemeli sensizlik
gelmeseydin kendinden geçmiş bir sus’tu orası
kum ufalardım gözlerini bağlardım zamanın
kuşlarını boşaltırdım gökyüzünün
görmeseydim orada seni
taşınırsam taşranın isyanına karşın,kalsam iflah olmaz bir sorumsuzluk
peydahlanır ,dinginliğim kütleşir.sadece acı çekmek değil derdim.köksüzlüğümü damıtmak seyirci kalan duvarlara,ağaç dallarından havalanan kuşların boşluklarına.
o gün geldiğinde taşınırım mutlaka,tuhaf bir sayıklayış içinde içten kırılırım.durursam buralarda kötüden iyilik umarım boşuna.
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti