çünkü ben
gözlerindeki narin sese katık olsun diye
sevgimle doldurmuştum gönül heybemi
yıllar yılı hep sana b/akmışım
kaç nokta kaç ben serpilmişe alnına
ufarak kuş sürüsü
okşamazsam benim hüznüm çoğalır
eylül beddua eder parmaklarıma
parça etkili bir empati...
dilimde sis , şiirimde gece var.
bir dışavurum uyumsuzluğuna katlanmak kolay değil.
kaç elin sesi varsa...
şey'lerin belgesiz masalı
yani
freskler suya düşer çürür
görürüm,
eskimiş kokular yayılır ortalığa
söz söyleyemem zamanlara
dalga üstlerine şiir yazmaya kalkışsam
birden güneş yağmalanır
kristal dağılabilir su çürür
tanıyamaz olur ses sesi
kaybolursa yeniden gönderilebilir mektuplar
Rötarlı trenler gibisin.
Nerede beklediğini ne bilsin yüreğim ?
Ama bir gün geçeceksin bu istasyondan.
Mutlaka geçeceksin...
(.)
Mecbur musun ?
günün birinde bu şiire yine geleceğini düşünüyorum
küçük bir lekeden ayrıksı olmayacak o anda her harf
yeriden kımıldamayacak hiçbir sözcük
ses vermeden de 'çok çektim ben / bu aşk yüzünden '
Bir çağrışım bir çağrışım yangınlardan uyanık
Dayanmış kimi damarlar kendi akışlarından bezgin
Bir tutunma ereği kadrana saplanan duraklara
Sonra erken gelen yıl dönümleri
Düşünen Adam'ıyla söyleşen birkaç kalabalık,Rodin’in…
Sezgilerle dokunma isteği kara kutulara
şimdi karakış yitik kokuları ters ışık
alıp getirdin yarım destek bitmez ama evet
yoksa bu liberaller demesem miydi
geri çektim elimi biraz tuz sosu iyi ki
Öyle bir geçmiş zaman sundun ki bana
Tarih denen yılan ayağıma dolandı
Şiirlerin arkasına sakladım yaşadıklarımı
Bu kez delice sarıldığım boşluklar yandı
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti