kumsala sere serpe yayılan kadın
düşlerim güneş ışınlarına benzer erir bronz teninde
sen şimdi kumlarla dalgaların buluştuğu yerde değil
oyduğu yatağın içindeki bir vida gibi bendesin
geri kalan zamana yürümek sana çok yakışıyor. yaşam böyle ödeyecek borcunu,kurtulacaksın girdaptan.
duyduğun her melodiye eşlik et .
başkaldırıya da firara da gerek yok ; hak edeceğin şahika yerinde öylece duruyor.
önemsiz olsaydın sakin ve zarif bir duyarlılıkla öper miydim hiç ince avuçlarından.
geri kalan zamana yürümek sana çok yakışıyor.
gecede ikimizin de hakkı var.
benzer an, aynı yer, benzer ayrılış, aynı heyecan, benzer hüzün...
giderken
bir gül uzatıyor birden
az sonra
Öyledir hep;ilkin şimşek çakar,peşinden yağmur yağar.’
Sözü söyleyen Sokrates’tir.Burnunun biraz küçük ve biraz da kalkık olduğu söylenir.Kısa boylu olmasına karşın çok uyanık biridir de.
İşi gücü, yaşadığı kentin en ücralarına değin gitmek ve yolda karşılaştıklarıyla ayak üstü felsefe konuşmaktır.Her ne değin halk onun bu konuşmalarına biraz katlanamasa da sevimli bir insan olduğu için saygı duyar.
Uzunca yıllar bekar yaşayan Sokrates ölmesine on –yirmi yıl kala evlenir.Hegel’in ‘gerçek bir filozof’ Nietzsche’ninse ‘canavar’ diye tanımladığı bu bilge kişinin evlilik yaşamı aile içi kavgalarla geçer.Çünkü eşi Xanthhippe kendisinden kırk yaş gençtir. İtaatkâr bir kadın değildir.Oysa o çağda kadınlardan eşlerinin bir dediklerini iki etmemeleri istenir.
Kocasını gördüğü yerde aşağılar Xanthhippe ; hatta işi ateşli bir söz düellosuna değin taşır ve kavga başlatır.Yine böyle bir günde kocasını tahrik eder; yetmez ve Sokrates’in başından bir kova pis suyu döker.
Kovanın kafasından aşağıya indiğini gören bilge kişi olgunluğa verir ve yukarıdaki tümceyi söyler.
Sus artık
Bölme uykumu
.
Ellerim avuçlamaktan
Korkmasın ateşi
Bir ırmak uslu uslu aksın gecenin içinden
Kaç atımlık saçmam vardır
Bilmiyorum.
Yaşam karmaşa
Yaşam kavga.
aynada yeşili andırır bir yankı...
dikkat kesildim
belki birazdan yinelenecek
gözlerimin kamaşması olası
Sırlarımızla Ölmek / Necdet Arslan
D e n e m e )
'' Şiir yazıyorum ilaç yazar gibi
Uzayıp kısalan günlere, senin barbarlığına
Her ayrılığa bir son her kedere bir nar lekesi
Böylece eskimez bir aşk bırakıyorum avuçlarına ''
değişiyor her şey
dünde kayboluyor kimin elini tuttuysam
kendimle konuşurken eskiyen
yarım bir yol çizeceğim şuraya
Sayıklıyordum ilki bir sonrasına bağlandıkça
dakikaların / sonu gelmeyecek ayak sesleri
büyüyor da büyüyordu.
Birazdan dış kapı önünde olacak uzun uzun
Çalacak zili ,sözleri fısıldanmıştı şömineye
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti