Çiçekli,ağaçlı yollarda yürüdüğümü bilirim,
Çakıllı,dikenli dağlarda koştuğumu bilirim.
Sevipte sevilmediğimi,
Hatta sebepsizce terk edildiğimi bilirim.
Günlerce ağladığımı,
Bazen de güldüğümü,
Sevgiyle yaşanacak bir ömrün kahramanı,
Yazdığı masalların arasından çıkıp,
İçirmiş yüreğime büyülü sözlerini.
Ve kendine ölesiye aşık ettikten sonra
Bırakıp gitmiş...
Sizleri aradım gökten düşen
Yağmur tanelerinde.
Ve ben sizleri yağmura benzettim.
Berraktınız,saftınız siz benim gözümde,
Yağmur taneleri de öyle.
Yağan karlar altında,
Yürüyen ordu ile,
Soğuk bir şehirde,
Islandım da ıslandım.
Ankara ey Ankara
Güzel ve aynı zamanda
Özlüyorum seni;
Yağmurun,bulutu özlediği gibi.
Seviyorum seni;
Baharın kışı sevdiği gibi.
Ve bekliyorum seni;
Gündüzün geceyi beklediği gibi.
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masalların
Tek oyuncusu olmak istesem de olamam.
Çünkü ben gerçekteki kahramanım.
Geçmişe dönmek mümkün olsaydı,
Çocukluğuma dönerdim,inan!
Nereye gidiyorsun ey zaman
Dört nala koşan bir at gibi?
Sürüklenmek istemiyorum gittiğin yere;
Her geçen güne bir çizik atıyorsun,
Yaşlanıyor bedenim.
Yollarımız ayrılsa;
Mavi yeşil arası bir yolculuğa çıktım,
Dünya güzel!
Çetrefilli bir hayatın koynunda etti
Bütün küfürlerini.
Ruh asi,
Gözü kara deli...
Ne zaman ağaçlar rüzgardan eğilirse,
Çiçekler güneşte boynunu bükerse,
Ne zaman ki sen bana hayır dersen,
İşte o zaman ben zaten rüya görüyordum..
(Burdur -Bucak / 1996)
Yer yüzünde ikimize canım,
Bilir misin ki hangi kapılar açık!
Ayrı ayrı yürüdüğümüz şu yollar,
Bir gün birleşecek mi
Ne dersin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!