Naime Özeren Şiirleri - Şair Naime Özeren

Naime Özeren

Geceyi dinlerim sessizce
Ah… Gizleri örten gece
Neler saklamaz ki sinesinde
Ya usanmadan kıyıyı öpen dalgalar
Neler söyler biteviye, sevdiğine…
Kaldırımlarda ayak sesleri

Devamını Oku
Naime Özeren

Ağlayan çocukların ıslak kirpikleri
Zehirli ok olup vururlar beni
Ödünç alıp sessizliklerini
Okuyabilsem yüreklerini
Silsem uslarından korkulu düşlerini
Salsam deryalara gözyaşlarını

Devamını Oku
Naime Özeren

Yaşam bir seyirlik film değil ki
İşliyor rengârenk zamanın gergefi
Son yolcuyu almaya gelir bir gemi
O gemide bir garip tayfa olsaydım

Hasret, alevdir asude gönüllerde

Devamını Oku
Naime Özeren

aslında, / kayaları parçalayan
dalgaların büyüklüğü değildir,
küçük dalgaların sürekliliğidir / inan

doludizgin sevdalar tez geçer
yaz yağmurları gibi

Devamını Oku
Naime Özeren

Bana ıslak ıslak bakma öyle
Yıldızlar mı indi yoksa gözbebeklerine
Bakışın sessiz bir çığlık olup
Düşmesin yüreğime
Koydaki yakamozların her biri
Aşk şiirlerimden birer dize

Devamını Oku
Naime Özeren

Suya düşen taş incitir maviyi
Yitip gider yaşanmamış bir ömür gibi…
Ey kayayı sevdasıyla oyan su
Hasreti uyutamaz mısın
Bari geceleri…

Devamını Oku
Naime Özeren

PUSUDAKİ ÇOCUĞUN GÖZLERİ

Operasyondaydık gecenin ayazında
Hainler pusuda
Bir izli mermi geçti üstümüzden
Çelimsiz bir gölge atladı önümüzden

Devamını Oku
Naime Özeren

Desem ki,gülmeyi öğrettiğin dudaklar
Büküldüler geriye,gülmeyi unuttular,
Donup kaldılar birer birer.
Ağlar mısın öğretmenim?

Desem ki,özenle yetiştirdiğin yavrular

Devamını Oku
Naime Özeren

Hani insan çok değerli bir şeyini kaybeder, aklı onda kalır da dip köşe hep arar ya her yerde. İşte öyle bir şeydi benimkisi. Bir tutku olmuştu arayışım git gide sanki. Fakat eşya değildi ki gidip bir yenisini satın alsam, yerine koysam… Yıllardır arayışım bitmedi benim. Geçenlerde okulumuz mezunlarıyla İzmir’ de buluştuk. Bu öykümü onlarla paylaştım:

Zor yıllardı. Yokluktu, yoksulluktu. Toprak çoktu. Fındık, mısır tonlarca. Olsa neye yarar? Ürün para etmezdi ki… Hayvanımız da çoktu. Söylemesi ayıp; sağılan üç manda, dört inek… Yavruları hesaba katmayın. Fakat onların yağını, sütünü, peynirini kim pazara götürüp orada başını bekleyecekti? Köyümüzle şehrin arası yedi kilometreydi. Sadece haftada bir gün şehre inme şansımız olabilirdi.

İşte o yıllardı devlet parasız yatılı öğretmen okulu sınavlarını kazanışım. Karadenizli olmama rağmen devlet bizi Elazığ’ a yerleştirmişti. Çünkü Samsun henüz öğretime hazır değildi. Ağabeyim de Rize Yapı Sanat Okulunda okuyordu aynı koşullarda. Babam bir ay birimize, gelecek ay diğerimize harçlık gönderebilirdi. Ustaydı. Kış mevsiminde de Karadeniz ikliminde ev yapılmazdı ki… Ne yapsın garip? Altı çocuğa nasıl para yetiştirsindi? ...

Devamını Oku
Naime Özeren

Yokluğun, bir deli poyrazdır içimde
Fırtınalar koparır denizlerimde
Soylu, esmer bir yalnızlıktır hasret
Karabasan gibi çöker geceme…
Başlanmamış şiirimsin
Çoğalansın yüreğimde

Devamını Oku