yaş süzülür yüreğinden yalnızca
dururken kırbacımsı deli rüzgâra karşı
içinde çıldırmış kuş çırpınışları
şahinler dövüşe tutuşur derinde
çatlayan
en kötüsü
konuşurken susmaktı
ikili intiharlarda
birlikte yaşanan ayrılık
en kötüsü
- Adana'ya...
çeker mi çeker
toprak mı çekiyor ne?
ne hoştu ovam benim
kim susturabilir aşkı
kim gömebilir yokluğa
hangi engellerle zapt edilir
nasıl gömülür yaşarken mezarlığa
“ben” sende takılıp kalmışsam
ayrılık kör kuyulara döndü can
elim yetişmiyor uzaklara
gönlümü sunsam ne dersin
tenine dokunsam buralardan
acını dindirsem sıcaklığımla
soyunur şiir
telâşlı bir çıplaklığa
dem tutar
kalemle kan
âtiden bir yargıç gibi sorular soran
yedi zaman uzaklıkta
yedi dağın büyücüsü
yedi gün yedi gece
deniz kabuğuna inci ektiler
yedi deniz kızı doğdu dünyaya
tan ağarmalarına
kırağı bırakıyordu
rüyamda salınan periler
yaprağa nakşolan
çiy tanesiydim
bir tür beyin orgazmı değil mi
her güzel şiir
dizeden fışkıran lav
sararken bedeni
yıkarken ruhu öylece
silinmiş adı belleğimden
“gümüş eyerli tay”dı o
sık ağaçlı bir koruluktaydık
gömerdim başımı yelelerine
nabzını dinlerdim rüzgarla yarışırken
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi