sevişmiyorum artık sözcüklerle
raks etmiyoruz
oynaşmıyor elleşmiyoruz
çıtır çıtır yiyorum onları!
heyelan yapmasınlar ruhuma yeter
bekliyordunuz beni değil mi dağımın bereketli ormanları
geliyorum!
denizi vereceğim ağaçlarınıza
denizi kurutacağım dallarınızda
nefesimin kızıl göğü titreyecek yapraklarınızda
bu sular fazla derin
ben artık dağbaşına giderim
gölgemin yakınından geçmeyin sakın!
dokunmayın kuzgunuma şahinime
sevdiğime dağ aslanıyım ben
yolculuk
ayrılığın hazin başlangıcı
ilk merhabadadır veda haykırışı
başlarken bitişin sesini duyarım
doğarken ölümün kulağımda
Gitmek var, kalmak var...
Gitmeye karar vermek, kalmaya mahkûm olmak var.
Dünyanın bin bir türlü hali var yani...
En kötüsü de sonuçta ayrı düşmek var. Yalandan yanlıştan, beceriksizlikten, sorumluluktan, sorumsuzluktan, kaçıştan, gurbetin çağırışından,zorunluluktan, velhasıl pek çok nedenden dolayı ayrı düşüyoruz…
Dilimizden koptuk. Dilimiz döndüğünce de anlatmaya çalışıyoruz. Kökümüzden, kültürümüzden kopup iki arada bir derede sıkışıp kaldık. Ruhen göçebe insanlarız biz. Göçebeliğin tüm şartlarını sonuna dek zorlayarak evimizden, köyümüzden, kentimizden ve hatta ülkemizden koptuk. Yaban ellerde, değersiz ayrık otları gibi dikilmiş duruyoruz. Ayrık otu ne kadar dikse, o kadar işte! Demem o ki, yaşamaya devam ediyoruz. Yaşamak ise önce ayrı düşüp, sonra da ayrı düşmenin çilesini çekmek değil midir zaten?
cümle sualler
cümle cevaplar
kar beyazında gizli
denizde noktalanır
buzun suya erimesi
bir çocuk ağlıyor uzakta
bütün çocuklar benim
kan ağlıyor yüreğim
kaç arşın insanlık katlettik
hüzünlü bas'la adagio piyano
ağlamaklı neyle animato darbuka
çılgın ritimle delibaş davul
bir kucaklaşıyorlar ki
sorma gitsin!
fırtınalı insanlarız
kasırgalıyız biz!
hortumlar hayli şiddetli
hele tipide hiç belli olmaz
nereden
nasıl eseceğimiz
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi