Viran oldu gönül bağım, otağım
Şimdi onu mesken tuttu baykuşlar
Zirvesi yol vermez bir karlı dağım
Engel oldu düz bildiğim yokuşlar
Yüreğime yangın düştü yanarım.
Olmadı İşte
bir yüksün omuzlarımda
gücümün yetmediği
çekmeye mecbur olduğum
marazî bir hastalık..
Besmeleyle başladım, okudum her heceden
Aydınlık medet umdum, karanlık gecelerden
Zindanların içinde kahır mektubu yazdım
Gözüme nur akarken altıgen pencereden
Her şey suskun, her şey ölü ve cansız
Kaldım karanlıkta yapayalınız
Yüzler görüyorum solgun ve kansız
İnsanlık gecenin esiri olmuş
Bir ben ayaktayım, bir ben uykusuz
Niye böyle coştun, çağlar akarsın
Gün olur bu demi ararsın gönül
Kendin solmayacak çiçek mi sandın
Hazan değer sen de kurursun gönül
Sevene vefan yok, uzak kaçarsın
Sen gittin ya, sanma neşe doluyum
Dikenler içinde bülbül olur mu?
Ne kokladım ne derledim gülleri
Her gülde sendeki koku olur mu?
Ne bahçe tat verir, ne güller açar
Ne demek gerekir, ne söyleyeyim
Bir devasız derdin esiri oldum.
Ne murat isteyim, nedir dileyim
Cevapsız sualin esiri oldum
Yaktı yüreğimi onun ateşi
Sevdim ya, görmedim çileden başka
Karar verdim seni unutacağım
Tebessümün ile tesellin var ya
Kendimi onunla avutacağım
Bu nasıl aşk imiş, bu nasıl sevda
Seni senden sordum diye
Niye sitem ettin niye
Kalbin çıkmış bir geziye
Arı olup konacaksın
Çiçekten bal alacaksın
Çatık kaşları bütün tebessümlere inat
Mahzun gönüllerde bıçak yarası
Zulme şahitlik eden gözler
Gözyaşı yerine hüzün döktü
Sabahlara kadar, çünkü:
Buğza dahi gücü yetmedi
Müzahir hocamız Ağrı İbrahim Çeçen üniversitesinin en değerli hocasıdır...şiirlerinde sevgi aşk ayrılık ve hasreti sade ve etkileyici anlatıyor ki şiirlerini okuduğumuzda kendimizi sanki o anı yaşıyormuş hissine kapılıyoruz..