Mademki aşkıma saygın kalmadı
Al bu yüreğimi çiğne o zaman
Nasıl olsa kulun kölen olmuşum
Oyuncağın gibi oyna o zaman
Sende vicdan yoksa masum ne yapsın
-Van Erciş depremi dolayısıyla-
Üşüyorum anne uzat elini
Sesime ses dahi alamıyorum
Ölüm başucumda bekçi misali
Korkudan uykuya dalamıyorum.
Yine tazelendi, coştu hislerim
Eskisinden fazla sevecem seni
Ne teselli, ne mükâfat isterim
Aşkından memnunum sevecem seni
Bana düşman olsa dostum akranım
Ellerim üşüdü bu sabah, haziran sıcağında
Üşüyen eller değil, duygularımdı.
Çıplak ve yalnız kaldılar
Ana kucağına hasret bir yavru gibi
Sokak ortasında sessizce ağladılar
Hiç kimse farkında bile olmadı
Şarkılar düşman bana üstüme geliyorlar
Her biri bir ok olmuş, kalbimi deliyorlar
Çekmeğe gücüm yoktur çok iyi biliyorlar
Kurtarın artık beni bitmeyen acılardan
Ateş oldum yanarım, odunum bedenimdir
Gezdiğin yerlerden medet umarak
Teselliyi orda arayan oldum
Sonunda kör-pişman biri olarak
Uzlette inleyip, ağlayan oldum
Aradığım belki sen de değildin
Sana bir gün gel desem de, istesem de gelemezsin
Yolum bağlı çöz yolları, desem dahi çözemezsin
Sanma bu halden memnunum, perişanım anla beni
Bu halimi gör desem de, göremezsin, göremezsin
Kalbim kırık, çaresizim, gözyaşlarım sele döndü
—Trabzonlu A. Ç.’a-
Canı çekmiş hanfendinin püfür püfür içecek
Dumanını dolandırıp şöyle bir üfleyecek
Altta kalmaz akranından şimdi herkes içiyor
Edibe
Ben de aşığım en az sen kadar
Adından harf ansam kıyamet kopar
Başımda hazandan kalma bir rüzgar
Gözleri hülyalı bildin mi beni
Yeni bir yaş güzelliği aksedince yüzüne
Mutluluk katre katre doluvermiş gözüne
Rabbim tüm güzelliği yakıştırmış özüne
Nice mutlu yıllara, güzellikler içinde
Her günün sevinç dolu, her saatin neşeli
Müzahir hocamız Ağrı İbrahim Çeçen üniversitesinin en değerli hocasıdır...şiirlerinde sevgi aşk ayrılık ve hasreti sade ve etkileyici anlatıyor ki şiirlerini okuduğumuzda kendimizi sanki o anı yaşıyormuş hissine kapılıyoruz..