Silindi bütün yakın ve uzaklar
Boş bir karanlığın içindeyim, sönmüş yıldızlar gibi.
Hep aynı gökyüzü, aynı keder
Söyleyin, artık
Neden korkayım ki
Her akşam çok az ölürken
Çoktandır her şeyim uzakta
Vakitli vakitsiz ölüyorum.
Birileri bana mucizeleri hatırlatıp diriliyor.
Ama ben hiç hatırlar mıyım.
Sonra hepsi kaçıyor,
Dünya kalleşçe uzaklaşıyor benden.
Mavi gök orada, sen uyanınca açtı bulutlar
Sesini duyunca martılar havalandı
Bir bahar kokusu kapladı kışı
Uykudan uyandı hiç açmamış çiçekler.
Dünya aydınlandı, şiirler lezzet kazandı
Çorak topraklara aktı ırmaklar, çöller cennete benzedi.
Belki bir gün iyi bir yağmur yağar
Bir çok şey söyleyebilirdim,
Yine yalnızlık döküldü dilimden.
Ölümü aranıp duruyorum her cümlede.
Mezarlıktan başka bir yere benzemiyor şiirlerim.
Bedenden önce ölmüş ruhlara kefen biçilmiş.
Bozar mı sizi yalnızlığım?
Sessizliğim ve gösterişsizliğim.
Sizin gibi olmayan her yanımdan niçin böyle rahatsızsınız.
Doğru kişiyle uğraşmıyorsunuz
Benden alabileceğiniz hiç bir şeyim kalmadı.
Yalnız acılarım var.
Ben aşk diye başlamak isterim lakin dünyanın derdi başkadır
"imrenir dururum eski gecelerime"
Benim bir sevincim vardı
Aşık olmuşluğum vardı
Benim bir ırmağım vardı akardı
Yalnızlık sonsuz biçimini buldu
Ölüm boşluğumu doldurdu birden.
Elden tek gelen, ağlamak saatlerce,
Yıllarca ağlamak.
Biraz bıkkın bir parça kırık ve umutsuz
Yarın kim bilir nasıl yaşarım
Yalnız ve sevgiden yoksun
Seni arıyor gözlerim
Yağmurlu bir akşam üzeri
Bütün güzelliklerini.
Hangi rüzgar aldı seni
Gökleri denizin elinden alan gözlerini.
Aşk ve ölüm, herkesin bildiğinde direndiği
Sonu gelmez bir tartışma.
Merak etmeyin hepiniz yanılıyorsunuz.
Hem nenize gerek canım niye tartışıyorsunuz.
İnsan zaten ölümün ve aşkın maskarasıdır.
Gündüzleri ölüme seslenirim şehirlerden.
Bıktım bu azıcık buluşmalarımızdan.
Hazırlasın artık büyük yolculuğa
Zaten ölümle el ele gittiğim,
Bu yaşamak yolunda pek bi şey beceremedim.
Hep böyle süreceğini sanmazdım hikayemin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!