Aklıma düştükçe parlak gözlerin
Yetişir özlemim sevgime
Bir bilsen nasıl hasretim sana
Yazmak gelir elimden
Aklım ermez başka şeye
Dövünüp dururdum senden önce
Tepeden tırnağa pişmanlığa batmışım.
Uğursuzluk serili yollarıma
Başbaşa bıraktılar beni simsiyah yıldızlarla
Keder kuşları başımın üstünde
Dönüp dururken gürültülü kanatlarıyla.
Yüzüyorum boşa çıkan çabalar içinde.
İçimde yanan ufak alevi,
Rüzgarlardan korumak zor oluyor,
Büyük yangınlar ararken.
Yağmura dokunamıyorum, karıncalara, ormanlara.
Yüklenmișim param parça aşklardan arta kalan duyguları.
Geçmeye çalışırsam sularından,
Herkes geçip gidiyor
beni sormadan
Hepsine bağırmak istiyorum
Arayıp durduğunuz biri varsa
İşte burada
Hayatımın bütün bu akşamlarında
Bu benim gerçeğim,
Durmadan aşkı yazmak.
Yalnızlığı ve kadınları da.
Umutlu, diri kalabalıkla savaşıyorum.
Ölümü yazarak,
Ruhum devamlı güvensizlik ve tehlike içinde.
Geçen mutsuz günleri nabız sayar gibi sayarak,
Ölümü bekliyor ve yüreğimin çırpınışını dinliyorum.
Bu gizemli bir hastalık gibi.
Diğer insanların hayatı bir nehir gibi yanımdan geçip gidiyor.
Bana ise yalnızca kenarda oturup olanları izlemek kalıyor.
Kaybedişler unutuşları da getiriyor.
Çok bekledim,
Gelip geçen herkesi sana benzettim.
Bütün ümidim soldu.
Karanlığın ortasında
Ve sevdanın karmaşasında
O, güzel
Benim hep ilk aklıma gelendi
Büyük gözlü bir kız çocuğu
O sıcak denizlerin mavisiydi.
Güzelle bakışır ısınırdım.
O benim ağustosum.
Dünyada güzel olan ne varsa, hep yakmışlar
Önümü aydınlatan ışığımı çalmışlar
Aranıp duruyordum kırlarda, bahçelerde.
Seni bana gösteren çiçeği koparmışlar
Hayatımın bütün bu akşamlarında.
Ne kapılar kapandı suratıma
Bu gün de kimse gelmedi
Ve çok az öldüm bu akşam.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!