Ve sonra sustum...
Kalbime bir kıyametin tohumu düştü...
Avazım çıkana kadar bağırmak isterdim oysa.
Bir erdem hırkası üzerimdeydi
Ve yine sustum...
Kırıldığım yer de bir Kabe yıkıldı.
Beni bende hiç eden kâdim sır nedir?
Kalbini kalbime ulaştırmayan
Sur kapıları açılsın artık.
Bir dilek tutttum, bir niyet ettim.
Bin hâyır dileye dileye
Gözlerin de yokolmaya geldim.
Çarkı kırıldı saatlerin,
Öfke Eylül'ün sırtın da ,
Bir kambur ,
Hangi düşün elinden tutup gitsem.
Artık götürmez beni,
Koca söğüdün altında ki eski hayale.
Kaç zaman kaç dert yükü çekmişim,
Seni de bulamışlar dünyanın kirine...
Kalbin de duru bı makam var ya ..
Beni oraya al...
Soğuyu vuruyor,
kasım'ın ayazı
...
Düşlerimi tutuşturan sessizliğinin,
Alevin de kül oluyor kalbim.
Senden bir haber uçur göğüme kanatlarına nazar boncuğu kondur,
Alaca güvercinlerin.
Kaç uykusuz geceye direnir gözlerim.
Kuşlar uçuyor bak,
Yorgun göçmen kuşlar.
Zamansız dalarken emanet ettim,
gözlerimde ki deli maviyi kanatlarına .
Uzaklara çok uzaklara,
Bir başka bakışa değsin,
Sahipliğinde değil,
Şahitliğindeyim şimdi sevda'nın.
Birkaç cemre...
Sensizliğin ilkbaharından çalınmış.
Birkaç hasret prangası yalpalanan ayaklarım da.
Demirden sabrımın ateşin de,
Yalnızlığım üşüyor ,
Elinden tutup ,bağrına bassan.
Çürümüş kararmiş inanmaları,
Ruhu ölen,
bedeni şenlik yapan,
insanlardan beni saklasan.
Kalbim de Bir kırlangıç açlığının kanat çıpınışları....
Tükenmeye çeyrek kala,
Vazgecişlerimin son kaçışları
Gizli saklı yaşayamayacak kadar ruhum da büyüyen sitem ahları .
Yankı yankı suskun çığlıklarımla...
Aç kapını yalnızlık...
Eğreti sevmelerin tuzu dimağım da,
Kırk yamalı bir kalbin sancısı,canevinde yurt etmiş.
Gülmeyi ağlamaya tercih ettiğim günden beri,
Dudak kenarlarımda gozyasımın atlasları,
Somurtkan bir Kentin yol kenarları gibi...
Bir nihaventle başlar,bir hicaz makamı bitirir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!