Bakmam…
vuran vursun,
kırana bin selam kalbimi...
ben bıraktım çoktan
kini,belayı...
duyduktan sonra
Samanı yığsan
Olur mu duvar...
İster bir değil,bin kere uyar,
Gene davardır
Davar oğlu davar! ....
boşandı doludizgin
gönlümün atı
bütün ihtişamıyla
dizgininden son hızla
bilmem nere gider bu at...
bilmem ne kadar sürer
kim demiş anlatılmaz diye
mısralarla
memleketin kaderi
mısralar yaktı her yerimi,
mısralar hortlattı
şarkılarda veremi...
Kök salmışım
Şehirden şehire,
Köy köy,bucak bucak...
Çaresi yok!
Tek yolu bu!
Bütün çocuklar okuyacak!
her daim dürüst olmak konusunda
öğüt almıştım anamdan...
derdi ki:oğlum,hayır çıkmaz,
hacatını satan adamdan! ..
şimdi bakıyorum da hep doğruyu söylermiş büyükler...
bize hacat değil miydi yani satılan onca mülkler?
en kötü yeminlerden sonra bile
kaç kez yollarında
gizlice beklediğimi,
kimlere 'merhaba' deyip
kimlere demediğini
görmek için kılıktan kılığa
yaşadıklarımızı hiçe saymak!
düşünmeden,
bilmezcesine...
sanki hiç yokmuşçasına,
olmamışçasına hiçbir şey! ..
olamaz diyorum bu kadar da,
bir gün yetmez...
senede üç gün sevgilim,
sorarsan diye niçin?
biri benim,
biri senin,
biri de
Bir gece yarısı,zifiri karanlıkta,
gaz lambasının aydınlattığı(!) fakir odada;
annemin canhıraş ağlayışıyla uyanıp
gencecik bedenine dokunan
o minik ellerim
şimdi her üşüdüğünde
Edep ve duygu şiirleriyle, ne güze, hayatı paylaşmak
kutlarım tam puanla
kutlarım tam puanla