Bütün yaşadıklarının bedelini ödeyip geçiyorsun hayatta. Her acı bir yaşanmışlığın bedelidir ve diyetini ödemiş olursun kendince işlediğin her bir suçun. Bu yüzden, kendini bağışla ve mutlu ol.
Bertaraf edilen her Ben'lik büyük fırtınalarla geri döner. Hayattaki tek gerçek (bana göre) kendi değerini bilen Ben makamına ulaşmak ve o makamda önce kendine sonra bütün varoluşa hizmet ederek ilahi olarak tanımladığın şeye varmaktır.
Kutsallık ve mutluluk değerini kaybeden her şeyin üzerinde olan ve her şeye değer veren BEN' "insan" dedir...
belki de yaşadığımız bütün acıları bir tek mutlu ana kurban etmeyi öğrenmemiz gerekiyor...
Karar verdim artık değişeceğim diyen ne kadar çok insan var...
Oysa, karar verirsin ve çıkarsın yola. Bakkala gitmeye karar verdiğinde ne yaparsın; giyersin ayakkabını ve çıkıp gidersin alman gereken şeyleri alırsın. Hayatta böylesine basittir aslında.
Acı veren bir ruh halinden, olumsuz bir durumdan çıkmak istediğinde bir karar alırsın ve çıkarsın. Gider alman gereken ne varsa (mutluluk, sevinç, aşk, sevgi, huzur vb.) onu alırsın... Döndüğünde de artık giden sen değilsindir bu yüzden gördüğün acıtmaz çünkü artık değişim başlamıştır ve sırasını savmıştır acının o an sende olan halleri...
Tek bir şey vardır bu süreçte, yaptığın her şeyin ve aldığın her kararın sorumluluğunu almak...
Mutluluk, etrafındaki bütün insanlardan ölmek ve kendine doğmaktır...
Hayattaki sırat köprünüz, bütün ikiliklerden arınıp gördüğünüz her şey ile bir olduğunuz andır. Ancak bu şekilde kendi sıratınızı geçip insanlığın cennetine girebilirsiniz.
Ancak bu şekilde özgür olabilirsiniz.
Ben Prometheus'un ateşinden yanarak düştüm toprağa
ve aşk alevi sararken tenimi
yaşamın tüm sürprizleriyle bedene bürünüp
salıverdim kendimi insanlar arasına.
yüreğimde aşkın alevli sıcaklığı,
elimde yüreğimin yansıması,
her gelişimle ışığa düşer zaman
ıslanırım tuzlu bir tad bırakarak tenimde
balıklar akın eder iyotlu tadıma
salamura zevkler olur yolculuklar
kapağını açamaz yığılmalar ile toplanırım
Madem
ışık bizi gizlemiyor
bizde
karanlığa saklarız düşlerimizi,
aşikar olmasın diye
içe attığımız
bir ihtiyar gibi yürüyeceksin yolda
ağır ve sessiz
ve
bir çocuk gibi idrak edeceksin hayatı
meraklı ve coşkulu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!