Ne büyük hayalleri vardır çocukluk hallerimizin. Hani çocuklar saf olurdu da dilekleri ve hayalleri gerçek olurdu.
Ne oldu benim hayallerime hepsi boktan bir düş olarak kalıverdi bir kenarda. Hangi çocuk düşlerini gerçekleştirmek istmez ki?
Tüm çocuklar değil mi?
O zaman düşlerine engel koyanların ruhlarına engeller konulsun da çocukların hayalleri gerçekleşsin.
Güzel bir çocuk değildim, güzel bir insan olmayı seçtim. Şimdi; çiçek açıyor yüreğimde, sözlerimde bahar kokusu var, gözlerimde kocaman GÜLÜMSEME
Bir adımız vardır elbet
hayatın karanlığına ışık tutan.
Her ne kadar
hanesiz mekanlardan gelmiş olsa da
düşlerimiz.
İsimsiz kahramanların avuçlarından
Hangi DÜŞ, içinde sevgiyi eksik bırakır ki?
Hangi ölüm gidene aşkı, kalana hasreti ekmez ki?
Ruhunun düşlerini görmeyi unuttukça insan, zihninin karanlığında kendisini kaybetmekten alıkoyamaz.
İşte bu sebepten dolayı, ruhuna düş kurmayı öğretmelisin, mutluluk dediğin, ruhun söylediği şarkıların yansımadır gözlerimize...
Hangi düşe imza atsam
orada
kaybedilmiş bir çocuk görüyor
gözlerim.
Tüm çocuklar mıydı kaybolan
yoksa
Uzak diyarlardan toplanıp gelen hasretlerim var idi, kimi annesinden kopardı, kimi babasından. Yetiştiği yer ise hep yüreğim olurdu. Kaç gitmeyi yaşadı, kaç gelmeyi tadıverdi bilinmez. Her geliş gidiş başka bir sancıyı gömüverdi haritama. Ocağımda köz olmuş bekleyişler, dumanımda sevgiliye dair hasretlikler var.
Puslu bir günün sundurmasına oturuvermiş beni seyreylemekte zaman. Kalabalık yağmur damlaları dolanıvermekte üzerimde ben bir hasret müziğini çevirmekteyim ıslıklardan sözcüklere.
Ah yüreğimi avuçlarına verdiğim güzellik, bilir misin yaradan da yüreğini aynı şey için vermişti avuçlarıma. Adına AŞK dediği o derin yanma hali hatrına. Şimdi yağmurlara siper etmekteyim bedenimi varlığını benden esirgeyenlerin hatrına. Her damla söndürüversin seni benden alanlara duyduğum öfkenin ateşini.
Konuşmak istiyorum
dil susuyor,
söylemek istiyorum
can susuyor,
yazmak istiyorum
el susuyor,
hani an olur gitmek için yanar tutuşur aklınız
bir parçanız vardır geri çeker sizi
bütün aklınız ve bedeniniz gitmek isterken
sizi geri çeken o küçücük şey
gitmenizi engeller ve kalırsınız
bütün o bedeni aklı ve herşeyi
kırılma noktasından içre olur sevdalar.
Kanar,
düşülen yerdeki acıların toplamı.
hücresel bölünmeler yaşar insan denen canlı
ve
aşk olur
dönüşü olmayan yollardamısın,
sesin hangi tele takıldı da
uçamadı yanıma
kopan neydi bulutlara karışıp gitti
görmedim son giden kelimeyi,
yoksa son giden kelime değil de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!