kelebek ömürlü sevdalar yaşamaya
başlandı,
toprağı yoğururcasına
hoyrat,
demiri işlercesine
güçlü
İnsan bilseydi, taşıdığı kalbin ağırlığından bir adım bile atamaz hale geleceğini, o yüreği göğüs kafesine alıp aşık olmak ister miydi?
İnsan bilseydi, aşka düştüğünde kendisini yitireceğini ve ateşler içinde yanarak yollara düşeceğini, o ateşi avuçlayıp tenine sürer miydi?
İnsan bilseydi, ateşi avuçladığında kaybedeceği bedeninin ruhunu ve nefesini de alıp götüreceğini, sevgiliye teslim eder miydi benliğini?
uzun ve soluksuz bir yalnızlığa terkettik kendimizi
sessizliğimi bozan tek şey
günün her anında aklıma gelen
görüntün oluyor
sessizliği sana katılarak
bozmayı
Geceyi gündüze
Siyahı beyaza
Soğuğu sıcağa
Kısayı uzuna
Ölümü yaşama
Bağladım
Bir bilsen
neler yağıyor
sessizliğin üzerine,
hasretin kokusu
sarmışsa gökleri
nasıl duyulsun ki
ben hep vardım
yok olan günlerdi
sessizlik dediğin şey
bağrımın içe gömülüşünden öte birşey değildi
kendi halinde seyreden
kaptansız bir yelkenli gibi
gidişi zamanın
salıvermiş bir büyük denize
gidiyor kendi halinde
Yunus balıklarıda yok
gitmeye 47 dakika var
kalmanın ise sınırsızlığındayız.
varlığın ifadesinin şekli
bir kaç heceden öteye geçmediği bu sanal alemde
kalemlerimizin kustuğu kelimeler kadar duyabiliyoruz birbirimizi
başta ağrır, gözde sancır
Göndere çekilen
bayrak çektim gönlüme
yüzlerce ulusun
onbinlerce halkın bayrağı
Sevinçlerini
En puslu gecede sevdim seni,
en kanayan anlarda sarıverdim yüreğimi yüreğine,
en çıkılmaz sokaklardan çevirdim bedenimi,
en bilinmedik adreslerden topladım varlığımı,
yürüdüğüm yolları unuttum,
yürüyeceğim yolları da göremez oldum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!