binlerce sessizlik alır
alırda yinede götürmez gözlerine beni
yol kenarlarından toplanan çöplerden yapılmış
bir kuşun yuvasında terkedilmiş
bulmakta varmış kendimi
düşler nereye götürür...
Göçmen hüzünler ekledim
Takvim yapraklarına
Tek günlerde sen yoksun
Çift günlerde ben
Bugün günlerden Perşembe
Cuma’ya elli dakika var
Aşk,
Olmak zorunda olduğun gibi değil,
olduğun haline eşlik eden
ve
seninle aynı olan
biri ile
aşk
bir beyaz şal
kirlendikçe yıkanır
yıkandıkça solar
soldukça yırtılır
yırtıldıkça
Karaktersiz sözcükleri vardı
italik harfler gibi eğilirdi
saltanat karşısında
ve sultası insan canıyla beslenirdi.
Camiye girerdi eksilerek çıkardı,
nefsini teslim etmesi gerekirken
ardından gelen yetişir mi?
yetişirse yağar mı yağmur?
ıslanır mı ten?
akıp gider mi hasret bir yaprağın sırtına binip?
şimdi kaçıncı gidişle uyanır toprak?
soruların bittiği yerde nokta mı gelir?
Seviyormuşum seni
Kendimden habersiz
İçimde sana dair binlerce söz
Dışımda
Kendime sarılı sessizliklerim
Artık
SEVGİ doğaçlama yaşanan bir duygu halidir. Şekle sokup beklentilere girip, bir şeyler beklemek alışverişe girer ve tüm alışverişler ilk başta mutlu etse de insanı sonrasında mutsuzluk yaratır çünkü yaptığınız alışveriş için bedel ödemeniz gerekmektedir.
Oysa Sevgi bedelsiz teslimiyettir.
Bedenim teslim olmuş
İlmek ilmek düğümlenmiş
Boğazıma
Hıçkırsam
Gözyaşı
ortak paylaşımların düşeş gelmiş hali değil
sürdürdüğümüz hayat
uyumakla uyanmak arası mesafeleri kim ölçüyor da
garipliğimizin tarifini yapıyor
garipliğimizin bir ölçüsü varsa ölçü birimi nedir
garipliğimiz kaç okka gelir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!