“Bazen bir damla gözyaşı, volkanları söndürür,
Bazen bir nefes hasret, Mecnun’ a döndürür...”
Can evimde çırpınır kanadı kırık bir kuş,
Bülbülün mekânında ötmesin diye baykuş,
Çıkılmıyor be dostum, bu yaşta bunca yokuş;
Yıllar sonra döndüm İstanbul’uma,
Boğaza ikinci köprü yapılmış.
Dikmişler dev gibi plazaları,
Memleketin her köşesi kapılmış…
Vermişler çakala aslan payını,
Gül yurdunda gül dermeye gidim dedim gül ağladı,
Halimizi dosta dedim, kaçtı gitti yol ağladı,
Arı gibi gezdim durdum, petekteki bal ağladı;
Sırrımıza vakıf olan Hak’tır, kulları neyleyim,
Sevda diye dile düşen çoktur, dilleri neyleyim…
Bir derdim var bin dermana değişmem,
Sebebi sen, dermanı sen oy gülüm,
Zor geldiyse bu sevdanın nöbeti,
Bu Mecnunu zindanlara koy gülüm…
Kışları yaşatın bahar zamanı,
Nice yıllara yalnızlığım,
Seninle kutluyorum bu yılı yine
Bakma öyle deli gibi gözlerimin içine,
Herkesin gittiği bu şehirde bir biz kaldık
Umutlarımızı bu yıl da yıldızlara saldık…
Dostum sana bir beddua edeyim,
Sevgi deryasına akan sele dön.
Deli divaneye dönsün bülbülün,
Seher vakti açan, Pembe Gül’e dön…
Ömrünce elinden kurtulma dostun,
Belalı bir akşamdan arta kalan ben,
Çıkarken uyuyakaldığım merdivenden
Bütün ihtişamıyla yuvarlanmadan önce,
Sen geçiyordun gözlerimin önünden.
Neden bütün düşüşlerimde
Hep senin imzan vardı?
Yaşanmamış öyküler bıraktım
Patikalarında Akdeniz’in incisi o şehrin,
Yakamozlu gecelerinde
İstiridye kabuklarına yazıp dileğimizi
Kumlara gömerdik hani,
Mor dağların eteğinde gizlenirdi en son
Üzme can!
Gönül peteğimizden bal olmuşsun, süzme can,
Kaderim sana yazsın, hatam varsa kızma can,
Yüreğim üşüyor, bak! Benden ayrı gezme can;
Halimizi gör gülüm, kaya görse tuz olur,
Varsın bilmesin kimse, nazar değer, göz olur…
Vurgunları hep gece yarıları yedi suskun yüreğim,
Uykumun en bakir anında
Keskin bir bıçak gibi geldiğinde aklıma,
Kaybolmuş olsan bile gözlerimin nurunda.
Ne ölümler yolumu kesti de almadı beni,
Sessiz gözyaşlarımdan ıslanmış avuçlarımla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!