Her mevsim uğramaz bülbüller güle,
Sevda denilen şey gönüllü çile,
Öldürmez kurşunlar, acıtmaz bile,
Can evimden vurur kötü dil beni…
Güneş hayat verir, yağmur bereket,
Bırak, darmadağın kalsın düşlerim,
Rüyalarıma da girme bu gece,
Masamda bir kadeh kırmızı şarap,
Mezesi hasretin, bil de sorma hiç…
Islansam üşüsem sensiz gecede,
Bir ağaç vardı bir zamanlar,
Üstünde masmavi gökyüzü,
Altında denize inen dik yamaçlar
Gövdesinde oyuk bir kalp ve,
i s m i m i z v a r...
Bu hayat kimleri harcamadı ki,
Bizi bozuk para sayar be gülüm.
Bütün kâinata ışık saçar da,
Bir gün yıldızlarda kayar be gülüm…
Sararır zamanla en güzel çiçek,
Müptela naçiz gönlüm, ah’ım taşar yürekten
Neylesem yarım üşür, yarım meçhuldür, kimde,
Zuhur etse de vuslat, top döner hep direkten
Cehennem Nar’ımıdır, yanan böyle içimde…
Hangi sabah seheri, yüreğime yaş düşer
Karayel esiyor yine
Kuzeyden sıradağlarıma,
Kan çiçekleri yaprak döküyor mevsimsiz gülüm,
Yüreğim kan ağlamıyor, kan oluyor baştan aşağı.
Karabasanlar sarıyor düşlerimi,
Uyuyamıyorum...
Bulutların kırık kanatlarından,
Süzülürken kirpiklerime ince bir ışık,
Falezlerde yankılanan gitar sesinde
Aralanır düşlerimdeki sis perdesi.
Çöpleri yağmalıyor umutla
Sabah mahmurluğundaki minik kedi,
Uzat deme ellerini, uzatamam artık,
Bir zamanlar el ele idik deme.
Öylesine yıktın ki gururumu,
Öylesine uzak çarpıyor ki artık senden kalbim,
Ellerim yanıma düştü uzatamam...
Hasretlere tutunup geldim bunca yollardan,
Bir tek meyve yemedim, güvendiğim dallardan,
Can deyip, dostum deyip, güvendiğim ellerden,
Şimdi, boynuma yağlı kementler takılıyor...
Gönül sevgide Yunus kadar engin olsa boş,
Kader diye boyun eğsek ne çare,
Ne sevgi ne ikrar kar etmez yâre,
Elbet düşer gönül o kara yere;
Yanarım da el değmemiş gülüme,
Yardan ayrı gidilmiyor ölüme...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!