Söker ciğerini sevda illeti
Onu silah sanır kadın milleti,
Hele kara ise, keser bileti,
Âşık başta akıl durur mu dostum...
Meyleder her türlü oyun, hileye,
Hani yağmur öncesi eser de sessiz rüzgârlar,
Döker yapraklarındaki çiğleri yere,
Hani bazen çıkarsın ansızın
Kaderden kaçabilecekmiş gibi sefere,
Bu öyle bir şeydi gülüm anla,
Unuturum bakarsın o zalimi zamanla.
Benden selam olsun bacı gardaşa,
Belki mutlu hepsi şu an baş-başa,
Sebep sorma bende yanan ataşa,
Toz dumandan görünmeyen yol benim...
Çiğ düşerken seherde güllerime,
Gözlerin ufkuma doğduğu akşam,
Yeşerdi içimde baharlar gülüm.
Kimbilir yürekte yanan ateşi,
Kelebekler sessiz ağlarlar gülüm...
Yıllarca koşup da hayat yolunda,
N ereden bilirdim bir ağustos akşamında Eğenin
E n derin mavisinin gözlerine yansıyıp,
V e yüreğime akacağını sıcaklığının...
İ çimde yakamozlar yaratacağını, bakışlarının
N e bilirdim küllenmiş sevdamın kıvılcıma dönüşeceğini...
Ne ceza kesersen razıyım dostum,
Bu dünyaya sensiz geldiğim için.
Dert çekmek kaderse itirazım yok,
Arada bir sensiz güldüğüm için…
Korkmam yüreğimi açmaya sana,
Ucuz rüyalar gördün mü sen hiç?
İçinden işportacılar geçen,
Tezgâhlarda satılık mevsimler
Kanadı kırık karlı kış,
Üç beş yapraklı sonbahar
Farkında bile olunmamış bir yaz,
Bazan sırlar doludur hayat yolumuzda,
Bilinmez nerde mola verir ömür treni,
Nice sürprizler vardır dönemeçlerinde,
Bir ılık rüzgar gibi eser sarar seni...
Yaşam muamma değil mi başından sonuna,
Tanrım, bu ateşe nasıl yanayım,
Garip bir kulunum, yüreğim ezik.
Dost arayıp durdum, ömür tükendi,
Yaşanmadan geçen, yıllara yazık...
Ne isyan ettim ne kadere küstüm,
Dolunayın en parlak hali gibiydi gözlerin
İçinde yaşanmamış yılların yansımaları
Yüreğimin buzları çözülüverdi apansız
Uçup gittim uzak yıldızlara
Avuçlarımın içinde sımsıcaktı ellerin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!