açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın...
rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Sana karşı suçlarımı affetme,
Vur sinem üstüne del eyle beni.
Zaten köle olmuş gönül sevgine,
Sevda deryasında sel eyle beni...
Esma canım, esme bana...selamını kesme bana,
Söker ciğerini sevda illeti
Onu silah sanır kadın milleti,
Hele kara ise, keser bileti,
Âşık başta akıl durur mu dostum...
Meyleder her türlü oyun, hileye,
Hani yağmur öncesi eser de sessiz rüzgârlar,
Döker yapraklarındaki çiğleri yere,
Hani bazen çıkarsın ansızın
Kaderden kaçabilecekmiş gibi sefere,
Bu öyle bir şeydi gülüm anla,
Unuturum bakarsın o zalimi zamanla.
Benden selam olsun bacı gardaşa,
Belki mutlu hepsi şu an baş-başa,
Sebep sorma bende yanan ataşa,
Toz dumandan görünmeyen yol benim...
Çiğ düşerken seherde güllerime,
Gözlerin ufkuma doğduğu akşam,
Yeşerdi içimde baharlar gülüm.
Kimbilir yürekte yanan ateşi,
Kelebekler sessiz ağlarlar gülüm...
Yıllarca koşup da hayat yolunda,
N ereden bilirdim bir ağustos akşamında Eğenin
E n derin mavisinin gözlerine yansıyıp,
V e yüreğime akacağını sıcaklığının...
İ çimde yakamozlar yaratacağını, bakışlarının
N e bilirdim küllenmiş sevdamın kıvılcıma dönüşeceğini...
Ne ceza kesersen razıyım dostum,
Bu dünyaya sensiz geldiğim için.
Dert çekmek kaderse itirazım yok,
Arada bir sensiz güldüğüm için…
Korkmam yüreğimi açmaya sana,
Ucuz rüyalar gördün mü sen hiç?
İçinden işportacılar geçen,
Tezgâhlarda satılık mevsimler
Kanadı kırık karlı kış,
Üç beş yapraklı sonbahar
Farkında bile olunmamış bir yaz,
Mavi hülyalara dalınca gönlüm,
Uçacakmış gibi şen oluyorum.
Hayalin gözümde canlandığı an,
Tepeden tırnağa sen oluyorum...
Doğarken ufkumda sabah güneşi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!