Ölüm yoktur;
Siz hiç yaşarken öleni gördünüz mü?
Ölen için ölüm zaten yoktur…
Kimi ölür
Ardında kalanlar ölümü bilir
Siz Palermo’yu bilir misiniz?
Ben hiç bilmem
Bir pazar şehridir
Tezgâhlarda balıklar tezgâhçı balıkçılar
Yıkık İtalyan mimarisi
Birde ihanetin şahidi
Bezen düşünüyorum ölümü...
Sen yokken yanımda
Birden ölmek istiyorum
Sesiz, sakin, usulca
kokusu ulaşmasın istiyorum ölümümün sana
Perde açılıyor
Ne Beethoven çıkacak bu sahneye
Nede Stern
Çalan notalar ömrün ikinci piyesi
Hiç dinlediniz mi?
Çocuklarımız
Sınırlarıma tel örgüler çekmişler
Neredesin sen
Dışarıdaki benim darağacım
Bu seferki; ifaden yanlış
Ben yalnızım
Cezayir menekşeleri yalnız
Ne var ki masamın üzerinde
Kirli bir bardak
Bir iki çubuk
Üç beş kalem
Manyetosu bozuk bir çakmak
Yarım bir sigara
Şapkamdan fırsat bulup ta
Kıvırcık saçlarıma rüzgâr değerse
Yüreğim avuçlarında sana geleceğim
Ellerim ceplerimde
Değil cebim ellerimde
Islanmış bir keder
Tirenin kopan kompartımanından
Şizofrencik telaki…
Azizim;
İki sabi var
Alıp nazik ellerine kalemlerini
Bir zombi gibi kalkıp geceleyin yatağınızdan
Işıklı şehirlerin aydınlığına bakaraktan
Amerikan bandrollü fanilalarınızı giyip
Kalemin ardıma saklanarak aşka dair beceriksizliğiniz yazdığınız
Bu şiir benim…
Mustafa’m
Mustafa’m, Mustafa Kemal’im
Kalk diril toprağından…
Hani vardı ya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!