Sen uyurken yüzüne, meltem gibi dokunan,
Pencerende titreyen, tüller gibi özledim...
Fecri sadık vaktinde, ezan gibi okunan,
Bülbülünü dinleyen, güller gibi özledim...
Karanlık bir geceye, yüzün karılmış diye,
SANA GELDİM
Sana geldim, günahlarımı çıkarıp üzerimden,
bin tövbe kapısını geçip...
Senden ayrı pejmürde, bir yaprak savruluyor,
Ömrüm hazan oluyor, bu aşkın girdabında...
Karanlığa dalarken, gözlerim kavruluyor,
Gece hüzün soluyor, bu aşkın girdabında...
Yüzü kavruk bir adam, sazına sarılıyor,
Yoktu benim günahım bu aşkın katili o,
İftiraya uğradım sende kandın Savcı bey!
Kimse bilmez halimi her suçun faili o,
Melek gibi yüzüne sende kandın Savcı bey!
Ben ona yaklaştıkça ırak oldu aramız,
Ömrümün hazanın da, bir nefeslik ahımla,
Hayata doymamışsam sebebi yokluğundur...
Berzahın kapısın da, bir nebzelik vahımla,
Bu ömrü saymamışsam sebebi yokluğundur...
Karanlığa haps olup, hücreme sığınarak,
Bu öyle bir "ardır" ki;derdimi ölüm silmez,,
İdamlık bir mahkuma, yazılmış şiir gibi,
Bu öyle "kahırdır" ki; halimi kimse bilmez,
Karanlık bir zindana, atılmış şair gibi...
Her şey karma karışık ve her şey perperişan,
Şaşırıp fark edince, ruhundaki gizemi,
Orada ki ikamet; selametti sormayın...
Gözündeki yaşında, tadıyorken zemzemi,
Katrede ki alamet; kerametti sormayın...
Aklımı baştan alan, bir sözle irkildiğim,
Bir sabra karar kılıp, anı yare açarken,
Aşk "zamanı" titretir, kirpiğimin ucunda...
Kendimden firar edip, ona doğru kaçarken,
Aşk "mekanı" titretir, kirpiğimin ucunda...
Yelkovandan sıkılıp, akrebe hor bakarken,
Şeytanla birlik olup, vesvesenin zakiri,
Namertlerin sözüyle tükettin muradını...
Hakikati görmeyen, hemde şeref fakiri,
Âmaların gözüyle, tükettin muradını...
Yırtılmış bir esvabla, dolaşırken sokakta,
Hasret kalsın gözlerin, aydınlığı bilme hiç,
Karanlığın içinde, sen de hüsran bulasın...
Zehr olsun her dakikan, bir an olsun gülme hiç,
Gözyaşın tükenirken, sen de buhran bulasın...
Boğazın düğümlensin, gözlerin dolsun her an,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!