Her gece şu bedenim
Perdeler oynar yatağa serilince;
Yıldızlar kıpraştığında
Gözlerimden akar yaşlarım.
Böyle bir senfoni oluştururlar bana;
Aslı görmek ve vurulmak,
Kolaymış oysa, düş saymak;
Her sarsan, bir görüş olsa
Kalbim nasıl döksün emek?
Hafifçe çarptı bir satır.
Başlıkları hep sonra yazarım ben;
Karalarsın anlamsız satırlar...
Bir çocuk, Allah veya edepten
Haykırışına sessizliktir neden!
Başlıkları bazen unuturum ben;
Bazen öyle bir seversin...
Üç harfle de ifade edemezsin.
Zannınca yutarsın; ama eksik kalır!
Bunu en iyi sen bilirsin.
Bazen de nefret dersin;
İnsan tekil ne bildiğinden beri,
Ben-sen demeyi, güzel yeğledi.
Şahsı üstün tutarmışız, tamam da...
"Ben" bana, "sen" sana neyin nesiydi?
Böyle yoksun etmişler bizi işte;
Sen ödül gelmiştim bana,
Tebessüm sebebim.
Elimi tuttuğun anda,
Aşka nedenim.
Asırlar da ne ola?
Ne kadar safmış insan!
Ne de yol katettim, düşünmedim bir an;
Sen gerçeği hissetme de...
Her mağarayı bir maden san!
Her sevgiyi bir aşk sanmışım;
Bilemezdin!
Bilseydin yanamazdın!
Bu denli derinden kalbimde
Hakikat mısın şuan bana,
Masal mısın yoksa beynime?
Türlü dert olmuşken mazime,
Çocuk da kalamadık işte!
Zaten en büyük hatamız böyle;
Bir melek saflığıyken
Şimdi niye düştük ellere?
Zifiri bir karanlık şimdi.
Bu hayat bir masal;
İyisiyle köprüsüyle,
Prensiyle prensesiyle,
Canavarıyla kahramanıyla...
Bu masal hiç bitmesin!
Yok olmasın!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!