/seni nasıl sevmişim ki
tersine döndü bütün anlamlar/
seni nasıl sevmişim ki
bir arının boğazından içeriye bir martı girdi
üç yaşın sonunda başlıyor üniversiteye artık bebeler
İstanbul kokuyor ellerin, demiştin
yalnız ellerim mi, İstanbul kokan
yüreğim var ki
içinde de sen
sanki minik bir serçe
titrer ürkekçe
taş duvarlara çarpa çarpa
onulmaz yaralar almaktır
ya da kör bebenin
gün ışığına susaması gibi
eğri ve uzun bir tünelde
-dizlerin gibi kanayarak yüreğin-
ne seni Istanbul’da
ne de onu sende bulacağımı
hiç düşünmemiştim
zaten ne sendeki Istanbul
ne de ondaki sen...
sende bulduğum sen teslim aldı beni
Sessizce…
sessizce tutunduğum yüreğini
acıtıyorsa varlığım
vur neşteri kes at beni
acımasızca
sevmenin niceliği nasıl ifade edilir
net bir fikrim yok doğrusu
ama illa bilmek istiyorsan
şu kadarını bil yeter
sadece kalbimin iki atışı arasında bile
bir ömre yetecek kadar çok sevdim seni!
medyum
zorla oturttu masaya beni
bir harita çizmişti kartlarla
üstünde elini gezdirdi
ve yukarıda bir yerde durdu
gözlerimin içine baktı
sıkma canını yar
bizim kavgalarımız
bastırılmış duygularımızın isyanı
ve bizlerin kabullenmezliğidir
ikisinin içimizdeki kavgası yani
sen çık aradan en iyisi
geldiğinde
mevsimlerden hazandı
yine de
rengarenk güller açtı bahçede
düşünüyorum da
ya bahara denk gelseydi gelişi
içtim seni
katran gibi
ciğerime sıvadım
dolandım beline
sarmaşık gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!