gidişin
ve giderken, dönüp ardına
güzel gözlerindeki ıslak ışıltıyla
çaresizce bakışın
can derdinde ürkek bir ceylan
boşluğa sesleniyorum
-çık gel artık-
umutsa umuda
sen isen sana
sen değilsen sana ne
bırak umut yanıtlasın
hikaye bu ya;
dikenleri yoktu henüz
bir serçe yavrusu sevimliliğinde…
ve bu kadar sessiz değildi kirpi
ne zamanki aşık oldu, o zaman yandı
artık gün aydın olmayacak
süresiz kışa döndü zaman
öyle bir yaman mevsim ki
kaplayacak tüm zamanları
ve bir daha geri dönmeyecek bahar
hem de hiçbir zaman
hani sana şiir yazacaktım ya
yapamadım
tek bir söz bile yazamadım
anladım ki
şiir üstüne şiir yazılmıyor aşk
Ferhat dağları delmiş
Mecnun çöllere düşmüş
ne gam
artık
buldozerle deliniyor dağlar
cirit atıyor şimdi
hastayım bu aralar
poliklinikleri dolaştım bugün
göğüse git, dediler
gittim
hayır, kalp dediler
gittim
/aşk köle kılar mıydı insanı
anlayacaktı/
diz çök önümde, dedi ‘sahip’
itirazsız
dizlerinin üstüne yığıldı ‘köle kadın’
öyle tuhaf tuhaf
bakıp durma yüzüme can
artık senin masum olduğuna
inanmıyorum
yüreğine emanet ettiğim
/ aşk,
-yenilgisi de yengisine eş-
yaman bir savaştır /
ateşle oynamaktır sana sevdalanmak, bilirim
kuşatılamamış kalelerini zapt etmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!