şu işe bak
yârin dudağına hasret
yaşamaya alışmak
ve o güzel gözlerinde
dünyayı keşfetmekten ırak
-tenine dokunmayı bırak-
haber salın ardı sıra esen rüzgârla
geri dönsün şaha kalkmış tayları
dönmez ise
yaylaları öksüz kalır obamın
ve anlasın artık
ısıran arının da can vereceğini
kül etse de yüreğini o ateş
bir kerecik olsun
yanmalısın
yoksa
boşuna gelmişsindir dünyaya
-pişmeden-
artık biliyorsun sanmıştım
kaç bucak olduğunu
yüreğimin
sızısı kadar yakınken bana
yarım kanat uçup
bir tutam sevgi boyu uzak düştün
hani ansızın gitmiştin ya o gece
yakamı bırakmayan giz oldun
kader gibi
hep düşlerime düşlerime yağdın her gece
her yanım sol yörem sen
ama gerçeğimle küs
öyle hazin hazin bakma bana kara kız
ak’ında bile yolumu bulamadığım
aydınlık gözlerindeki o hüzünlü karanlığa
tahammülüm yok artık
bitiyorum, inan
paytoncu kırbacının
kısrak sırtında iz bırakan
ani inişi
incecik bir sızıydı gelişin
hatırlar mısın
yufka gibi açtığım yüreğimin
böyle
……
yıllardır tütmemiş ocağımda bir ışık
dünyayı aydınlatan geldi, sanmışım
nasıl da umutlanmışım
ateş böceği imiş meğer
bugün
kayalarla örmek istemiştim şiirimi
ama istemekle olmuyor işte
kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş ise harcın
tek bir çakıl taşı bile düşmez yüreğinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!