yüreğimi, ölmeye bile razı etmiştim
sevmeye razı etmek daha kolay olmalıydı
ve ettim
ettim de ne oldu
aşk diye diye yanadursun o
sevilmenin ne olduğunu bilmeyeni
anlatıyorum etkili olmuyor
dinliyorum anladığımı bilmiyor
ne susmak dindiriyor acımı artık
ne de boğazım yırtılasıya bağırmak
ben de içime içime haykırıyorum sedasız
acımı içimin en derinlerine gömerek
okyanus kıyısında
ufkun kızıllığına dalmışım
anılarımla
/ve de seninle/
sarmaş dolaş
Bingöl Dağları’nı seyrediyorum
nisanın karlı dağları
güneş keyifli
ısrarlı
eritecek karları
/‘gözlerini okuyamıyormuşuz’
başka dünyalarda teleskoplar ara o zaman/
maddede keramet arayanlara karşın
ruhlarla danstaydık biz
yıldızlardan süt sağdık asırlarca
ya pısırık duyguların
ya da
-ölüm pahasına-
yiğitçe bir duruşun vardır
yiğitsen
sen de
nazlı bir gelin olabilirdin
ellerin hamura da yakışırdı
oysa sen soğuk silahına sarıldın
güzel gözlerin vatan toprağında
narin parmakların tetikte
‘bir şey’ yazmak istiyorum
- adına şiir diyorlar -
ve açılmayan paraşütümle
pike yapıyorum
sözcüklerin ortasına
/seni nasıl sevmişim ki
tersine döndü bütün anlamlar/
seni nasıl sevmişim ki
bir arının boğazından içeriye bir martı girdi
üç yaşın sonunda başlıyor üniversiteye artık bebeler
İstanbul kokuyor ellerin, demiştin
yalnız ellerim mi, İstanbul kokan
yüreğim var ki
içinde de sen
sanki minik bir serçe
titrer ürkekçe




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!