yine fırtınalar kopuyor yüreğimde sessizce
yine içime içime yürüyor gözyaşlarım
ve yine acayip bir ikilemdeyim
hani dizler ağrıdığında yağmur yağar ya
işte yine öyle sinyal veriyor yürek
aykırı duyguların ertelenmişliğinde
ve adı saklanmış bir coğrafyada
tadına doyulmaz bir gece…
mehtap, gökyüzünde asılı gizemli bir avize
yüksek tepelerinden birine iliştiğim vadi
aşk destanları okumak gibiydi seni sevmek
Ferhat ile Şirin ya da Leyla ile Mecnun, fark etmez
bugün mutlu yarın ölümüne huzursuz mutsuz
bir dağın eteğinde, tam da eteğinden yakalıyormuşken Leyla’nın
susuzluğun ateşine mahkûm Ferhat olmuş buluyordum kendimi
geçen gün yol alıyorken o ıssız vadide
sağ yanıma düşen dereden
cılız bir tilki kalktı
ve inan aklıma sen gelmedin
hani sen gidiyordun ya benden
hani
tüm zamanlarıma
bekçi olarak atanmıştın ya
görev bitti
maaşa zam işe son
özür dilerim hüzün!
‘yüreğim ezildi’ derler ya
laf ola beri gele
ezilirse ölürsün
dün gece
o, ‘ağladım’ dedi
yüreğimi saksı yaptım
içinde
sevdamı büyütüyorum
mademki su vermiyorsun
gölge etme bari
solmasın
sevdasından derin bir soluk çektim ciğerlerime
ama salamıyorum nefesimi
ödüm patlıyor çünkü; bir daha alamam diye
19.11.2014 – İstanbul
genç kadın
ağır ağır kalkmaya çalıştı
iliştiği mezarın nemli toprağını
eteklerinden silkeleyerek
gözleri de nemli miydi, göremedim
Öyle özel bir şeysin ki
Beni kendine mahkûm ediyorsun
Ve durum KARARa gidiyor
Kararım kesin; savunma yapmayacağım
Çünkü sonuç memnun edici
..............MÜEBBET




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!